SEVGİLİ okuyucularım, gün geçmiyor ki sizlerden bana çok ilginç, çarpıcı belgeler gönderilmesin. İnanın, bazen hangisini yazacağımı şaşırıyorum. Şimdi elimde yeni bir belge, mahkeme kararı var.
Şanlıurfa 1. Sulh Ceza Mahkemesi hákimi Hasan Mazıbaş tarafından verilen MÜT 2006/1587 sayılı karar. Karar tarihi 29 Aralık 2006.
Mahkemenin kararı İl Emniyet Müdürlüğü, Valilik ve İçişleri Bakanlığı tarafından kurban derileri konusunda yazılan yazılarla başlıyor. Bu yazılarda, kurban derisi toplama yetkisinin yasalarla Türk Hava Kurumu’na verilmiş olduğu vurgulanıyor.
İl Emniyet Müdürlüğü tarafından söz konusu mahkemeye başvurulmuş ve kaçak kurban derileri için arama ve toplama yetkisi istenmiş.
Anımsayın, o günlerde kurban bayramı.
* * *
Şimdi mahkemenin bu konuda verdiği kararı biraz kısaltarak izleyelim. Karardaki Türkçe hatalarını düzeltmiyorum.
"Türk Milleti adına. Evrak incelendi. Gereği düşünüldü... Yardım ve bağışın insanın vicdanı ile ilgili bir durum olup, rızaya dayanması gerektiği ve lügat anlamında manasının bu olduğu.
Kurban kesmek, kesilen hayvanların kesim sonrası elde edilen ürünlerinden tasarrufunda tamamen Anayasamız ve İslam dini esaslarına göre kesen şahsın tasarrufunda bulunduğu.
Yani özetle kişi kurbanını, derisini ve diğer ürünlerini ister rıza ile dilediği kişi ve kuruluşa dilediği gibi bağışlar, ister satar, ister çöpe atar, isterse gömer. Bu durum anayasadaki insan hak ve özgürlüğü ile din ve vicdan özgürlüğünün bir gereğidir.
Kaldı ki kamu hizmetinde zorla bağış almanın irtikap (rüşvet yeme) suçu oluşturabileceği ve en kötü ihtimalle görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun unsurlarını oluşturduğu Türk Ceza Yasasının bir gerçeği olduğu nazara alınmasının gerektiği.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir kısım kurum ve kuruluşlarındaki son dönemde açığa çıkan yolsuzluk ve usulsüzlükler sonrasında bu tür kurum ve kuruluşların son derece yıprandığı ve halkımızın da bu tür kurum ve kuruluşlara karşı güvensizliğinin en son hadde dayandığı, bu durumun bir kısım kurum ve kuruluş yetkililerince de dile getirildiğinin herkesin malumu olduğu. (Türk Hava Kurumu’nu kastediyor.)
Yasalara yanlış anlam vererek, yasaları son derece dar yorumlayarak Anayasal kurumlara aykırı şekilde uygulamaya koymak istenmesinin mantığını anlamak mümkün olmamış olup...
İdarenin talep dilekçesindeki sebepler nazara alındığında;
Dilencilerin de insanlardan zorla para topladıkları, ancak İdarenin her dilencinin başına polis koymadığı ve bunlar hakkında hiçbir işlem yapmadıkları. (Gerekçeli kararda ilgisiz konuları yazıyor!)
Polis ve jandarmanın görevi post peşinde koşturulup, İslam dinine mensup insanlar ile karşı karşıya getirilmek olmamalıdır.
Eğer polis ve jandarmanın görev yapması isteniyorsa onlara destek vererek Şanlıurfa merkezindeki başta trafik kaosuna (kargaşasına) yetkilerini kullandırarak ve kullandıktan sonra da destek vererek verdirmek ayrıca şehrin göbeğindeki meydana gelen çok sayıda adam boğazlamalarının önüne geçmek... kayıt dışı olan gayri resmi kazancın önüne geçmek ve bu hususta suçların önlenmesi ve işlenen suçların objektif olarak aydınlatılıp sorumluların hak ettiği gibi cezalandırılmalarını sağlamak olduğu düşünce ve kanaatiyle...
Kurban derisi toplamaya ve toplatmaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. 29 Aralık 2006."
* * *
Şanlıurfa 1. Sulh Ceza Mahkemesi hákimi Hasan Mazıbaş’ı kutlamak gerekir! Gerekçeli kararında Türk hukukuna önemli katkılar sağlamış!
Konuyla ilgisi olmayan şeyleri -Türkçesi epey bozuk olsa da- karara yazmış, din hükümlerinden bile söz etmiş, kişisel görüşlerini dile getirmekten kaçınmamış..
Sonra Sanlıurfa’daki trafik kargaşasına, adam boğazlamalara bile değinmiş!
Bugün size "Türk milleti adına" verilmiş olan bir mahkeme kararını özetledim.Bu yazdıklarımı hakimler, savcılar, avukatlar ve hukukçular daha iyi değerlendirecek ve belki de biraz şaşıracaklardır.