Gençlerbirliği sohbeti

DÜN bizim Ankara bürosunda Gençlerbirliği takımının başkanı İlhan Cavcav, yöneticiler ve bazı futbolcular konuktu. Öğle yemeğini birlikte yedik, lafladık, güldük, resim çektirdik. Ben de ‘‘gazetecilik merakı’’ ile onları biraz sorguladım!Bizim spor basını belli konuları gündeme getirmeye, okuyucuları aydınlatmaya fırsat bulamıyor. Ben kendi adıma futbol ve ülkemizin seçkin bir kulübüyle ilgili bilmediklerimi onlara sordum.Gençlerbirliği bugün İspanya'ya uçuyor. Perşembe gecesi Valencia maçını kazanırsa UEFA kupasında çeyrek final oynayacak. Şimdi programa ve ‘‘yorgunluğa’’ bakalım: Maç perşembe gece yarısı bitecek. Takım cuma öğleden sonra Türkiye'de olacak. Cumartesi günü hemen Rize'ye gidip lig maçı oynayacak. Çarşamba günü Adanaspor maçı için Adana'ya gidecek. Eğer Valencia karşısında tur atlarsa bu maçtan bir gün sonra dış ülkeye gidip yeniden UEFA maçı oynayacak. Bir haftada ikisi yabancı 4 maç! Çok zorlu bir süreç. ***Başkan, yönetici ve futbolcuları bulmuşken epeyce soru sordum. İşte çıkan tablo: Kulübün yılda 10 milyon dolar harcaması oluyor. Üç büyüklerde bu rakam 100 milyon dolara yaklaşıyormuş. Cavcav 1978'de başkan olmuş, 26 yıldan beri aynı görevde. Zamanında kulübe epeyce para vermiş ama şimdi vermediğini söylüyor. Kulübün şu anda bankalarda 30 trilyon parası var. Faizler düşünce tasarrufa yönelmişler. Televizyon yayınından yılda 4 milyon dolar alıyorlar. Üç büyükler için bu rakam beş kat artıyor! Gençlerbirliği oyuncu alıp satarak para kazanıyor. Takımda devamlı olarak oynayan futbolcuların eline -transfer parası taksitleri dahil- ayda yaklaşık 30 ila 50 milyar lira arasında para geçiyor. (Gel de futbolcu olma!) Esas büyük para maç başına ödeniyor. Bu rakam üç büyük kulüp futbolcuları için ayda 150 milyarı buluyormuş. ***Maçın ertesi günü futbolcular izinli olurmuş. Kulüp her futbolcuya 6 gün yemek çıkarıyor. Bekarlar tesislerde yatıp kalkıyor, yiyip içiyor. Tesisleri daha önce görmüştüm. Gerçekten muhteşem. Gençlerbirliği buraya devletten bir kuruş almadan 20 milyon dolar harcamış. Kulübün hiçbir kişi veya kuruluşa hiçbir borcu yok. Atatürk Orman Çiftliği şimdi Gençlerbirliği aleyhine tahliye davası açmış. Kazanırsa o tesislere yazık olur. Bir çözüm bulunmalı. Futbolcular maçtan önce ne yiyip içer? Bunu kendilerine sordum. Son yemek maçtan 3 saat önce. Kek, börek, çay gibi hafif bir şeyler. Maçtan 6 saat önce tavuk ızgara-salata gibi yine hafif bir yemek... Ama mutlaka pilav veya makarna olacak. Sıvı serbest. İstedikleri zaman istedikleri kadar içebilirler. Takımdaki futbolcuların yaklaşık üçte biri sigara içiyor. Türkiye genelinde ise futbolcuların yarıya yakını sigara içermiş. İçki ender içerlermiş. Teknik Direktör Ersun Yanal işin genelini anlatıyor: ‘‘Sigarayı yer gibi içen de vardır, günde 10 adet içen de. Alkol sigara gibi yaygın değildir.’’ Futbolcular en çok korktukları sakatlıkları şöyle sıraladılar: Diz, topuğun hemen üzerindeki aşil tendonu ve kasık. Diz sakatlığı ayak kırılmasından bile kötüymüş. Ayrıca tekmelikler, kaval kemiğini kırılmaktan büyük ölçüde korurmuş. 26 kişilik Gençlerbirliği kadrosunda üniversite mezunu yok. Çoğu liseyi bitirmiş. Teknik Direktör Ersun Yanal bunu şöyle açıklıyor: ‘‘Türkiye'de futbolcunun üniversite okuyup bitirmesi mümkün değildir. Bunlar çoğunlukla varoş çocuklarıdır. Futbolcu buralara genelde sokaklardan, mahalledeki arsalardan gelmiştir. Günlük futbol programı ile üniversiteyi birlikte yürütmesi mümkün olmaz. Futbolu veya okumayı tercih etmek zorundadır. Ancak bizim takımda kitap ve gazete okuma oranı çok yüksektir.’’***Futbolculara sordum: Tezahürat onları etkiler mi? Onları olduğu kadar hakemleri de etkilermiş. Hakemde baskı yaratırmış. ‘‘Ligde en az, fakat en centilmen seyircisi olan takımız. Seyirci görünce rakip sahada bile olumlu etkileniyoruz... Çünkü biliyoruz ki o seyirci stada kendi takımı için olduğu kadar bizi de izlemeye geldi. Son Fenerbahçe maçımızda kulaklar tezahürattan sağır oluyordu ve olumlu etkilendik. Çok güzel, zevkli, kavgasız dövüşsüz bir maçtı. Fakat maç sonrasında koro halinde bize sövdüler. Tribünlerden ‘‘Ayağınız kırılsın inşallah’’ diye bağırıyorlardı! Bunun nedenini anlamak mümkün değil. Spor kültürümüzden bu kötü davranışların yok olmasını istiyoruz.’’ Gençlerbirliği kendi yağıyla kavrulan bir Anadolu takımı. Başkanı 26 yıldan beri değişmemiş, kulübü bodrum katlardan çıkarıp bu duruma getirmiş. Avrupa devlerini elediler, perşembe gecesi UEFA kupasında çeyrek final için oynayacaklar. Türkiye kupasında da devleri eleyip finale kaldılar. Ben de onlarla kısa bir söyleşi yapıp spor basınında gündeme gelmeyen konuları biraz öğrenmeye ve sizlere yansıtmaya çalıştım. Başarılı olmalarını diliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları