Cüceleşmeyen tek dev

REFİK Halit Karay ülkemizin önde gelen yazarlarından biriydi. Gazeteci. Kalemi çok akıcı ve çok güzel kitapları var. Karay 1888 doğumlu. 1965 yılında aramızdan ayrıldı.

İkinci Meşrutiyet döneminde (1908) İttihatçı hükümetlere karşı çıktı, sert yazılar yazdı ve İstanbul’dan Anadolu illerine sürgün edildi... Birinci Dünya Savaşı’nı kaybettik. İstanbul işgal altına girdi. Hain Sadrazam Damat Ferit, Refik Halit’i Posta Telgraf Genel Müdürü yaptı. Çok önemli bir görevdi. Kapitülasyon eseri yabancı postalar dışında ülkenin tek iletişim sistemini oluşturan telgraf ve posta idaresinin başına getirildi.

Anadolu’da Kurtuluş Savaşı başlamıştı. Genel Müdür Refik Halit, Mustafa Kemal Paşa Anadolu’da telgraf hatlarından yararlanmasın diye sert bildiriler yayınlayıp Anadolu’daki memurlarına emirler gönderdi. Gazete yazılarında Kurtuluş Savaşı’na şiddetle karşı çıktı, 1922 yılında halk tarafından linç edilen hain Ali Kemal gibi çok ağır yazılar yazdı. Savaşı Milliciler kazanınca yurtdışına kaçtı.

Lozan Antlaşması hükümleri uyarınca, savaş sonrasında 150 kişi hariç genel af çıkarıldı. Yüzellilikler diye bilinen bu listeye giren hainlerin isimleri TBMM tarafından belirlendi. Bunların yurtdışında olanlarına ülkeye girme yasağı getirildi. Türkiye’de olanlar ise yurtdışına sürgün edildi.

Refik Halit Karay da bu listede yer aldı. Hem satılık İstanbul basınında gazeteci olarak Anadolu ihtilaline karşı yazdığı ağır yazılar, hem de Posta Genel Müdürü olarak yaptıkları yüzünden.

Yazarımız 1938 yılında yüzellilikler için af çıkana kadar -l6 yıl boyunca- Beyrut ve Halep’te yaşadı. Sonra vatana döndü. Siyasete girmedi, sadece yazarlık yaptı. Çok güzel kitaplar yazdı. (Özellikle Minelbap İlelmihrap ve Bir Ömür Boyunca isimli anı kitaplarını okumanızı öneririm.)

* * *

Kavgalar ve sürgün döneminden sonra uzun yıllar geçmişti. Refik Halit Karay İstanbul’da yaşıyordu. Yıl 1963... 70 yaşından sonra Bir Ömür Boyunca kitabını yazdı. Artık hayattan beklentisi yoktu. Geçmişi, yaşadıklarını ve Atatürk’ü anlattı. Elimde bu kitap... Bakınız Karay, eski düşmanı Atatürk için neler yazıyor:

"Eski ve yeni hiçbir nesle hoşgörünmek için çırpınmayan bir adamım. Zaten yaşım da beni o külfetlerden kurtarmaktadır. Gerçekten unumu elemiş, eleğimi duvara asmışım. Ne siyasi, ne de edebi bir isteğim kaldı. Ne mebus olmak, ne de Nobel ödülü kazanmak için hırs besliyorum...

Benim veya başkalarının anılarını okuyanlar ne devlerin cüce haline geldiğini, nasıl mum gibi eridiklerini, kardan yapılmış aslanlar gibi bir kucak çamurdan ibaret kaldıklarını görmüşlerdir.

Dev kalan kaç kişi var içlerinde?

Ömrüm boyunca tanıdıklarım arasında Atatürk’ten başka cüceleşmeyen dev yok."

Aşağıdaki satırları ise günümüzde "bazılarına" ders olacak nitelikte:

"Hayatta dev olmak galiba pek güç değil. Tarihte dev kalmak zor.

Siyaset, yalancı pehlivan üretilen bir fideliktir. Ya da mermer ve tunç yerine mukavvadan heykeller yapılan bir atölye, balmumundan garip ve biçimsiz karnaval kuklaları yetiştiren bir imalathanedir. Arada, bir büyük adam da karışır içlerine.

Şöyle geriye baktığım zaman o siyaset serçeleri sürüsünde birkaç kanadı kırık leylekle, sonunda arpacı kumrusuna çevrilmiş dört beş mahzun kabartı görüyorum.

Şahin sandıklarımızın çoğu da leş kargası imiş meğerse!

Bir teki (Atatürk) hariç, çoktandır memlekette büyük adam yetişmemiştir..."

Ve amansız düşmanı, kitabında büyük adamı anlatmayı sürdürüyor:

"Şimdi düşünüyorum, bir Mustafa Kemal çıkıp milli şuur ve şerefimizi tazelemiştir.

Atatürk ömrümüz boyunca bizleri kan ağlamaktan kurtarmıştır."

Evet!.. Bunları uzun yıllar İstiklal Harbi’ne ve Atatürk’e karşı çıkan, onun hakkında gazetelerde en ağır yazıları yazan, ismi hainlerden oluşan yüzellilikler listesine konulan, 16 yıl yurtdışında sürgün yaşayan ve sürgünde bile Suriye’de gazete çıkarıp muhalefet yapan Refik Halit Karay yazıyor.

Muhteşem bir tarih gerçeğidir.

Aradan yıllar geçmiş, hayatta hiçbir beklentisi kalmamış bir yazar, yukarıdaki satırları Atatürk’ün ölümünden tam 25 yıl sonra kaleme alıyor... Çünkü geçmişte yaptıklarını ve yaşadıklarını akıl ve mantık süzgecinden geçirmiş, gerçeği görmüş ve amansız karşıtı olduğu Atatürk’ün değerini anlamış.

Bugün 23 Nisan.

Bugün özellikle ülkemizdeki Atatürk düşmanı aymazlara, din bezirgánlarına, dinimizi kullanarak malı götüren ahlaksızlara, rahmetli Refik Halit Karay’dan bu örneği vermek istedim.
Yazarın Tüm Yazıları