PROF. Dr. Şükrü Kızılot’un dünkü Hürriyet’te çıkan yazısını okudunuz mu? Okumadıysanız, lütfen bulup okuyun. Yazının başlığı şöyle:
"Yabancılar için faiz ve borsanın dayanılmaz cazibesi."
Kızılot Türkiye’nin önde gelen sayılı maliye ve vergi uzmanlarından biridir. Yazılarını aynen Milliyet’te Güngör Uras gibi basit ve anlaşılır bir biçimde yazar ve herkesin anlamasını sağlar.
Türkiye yabancılar tarafından soyuluyor. Ancak bu soygun silahla yapılmıyor! Tamamen yasal. AKP iktidarının uyguladığı para politikaları ve yabancılara sağladığı yasal ayrıcalıkla yapılıyor. Bu soygun, daha sonra onlar açısından vurguna dönüşüyor.
Dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen bir kazanç elde ediyorlar ve gerektiği anda "Haydi bize eyvallah, çok teşekkür ederiz" deyip gidiyorlar.
Soyulan, iliğimize kadar sömürülen biziz ama kimsenin kılı kıpırdamıyor.
* * *
Türkiye, AKP iktidarı döneminde "dünyanın en yüksek faizini veren" ülke oldu. Son bir yıl içerisinde borsada elde edilen kazanç dolar bazında yüzde 63, Euro bazında yüzde 52, Hazine bonosu ve Devlet tahvili bazında ise yüzde 50’ye ulaştı. Somut örnek:
31 Temmuz 2006’da dolar kuru 1.568 YTL idi. Bu kurdan dolar bozduran yabancılar yüzde 22.8 faizli Hazine bonosu aldılar. Bu bonoları 31 Temmuz 2007’de, yani tam bir yıl sonra sattılar. Dolar kuru bu kez 1.280 YTL idi. .
Böylece, tam bir yıl önce Türkiye’ye yatırdıkları bir milyon doları, bir milyon 504 bin dolar olarak geri götürdüler.
Kazançları, bir yılda dolar bazında yüzde 50 olmuştu!
Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir vurgun, böyle bir yasal soygun yapmak mümkün değil. Şimdi belki diyeceksiniz ki "Kazanmışlar ama vergisini de elbette vermişlerdir." Hayır, yabancılar için bu kazancın vergisi de yok!
AKP iktidarı mevzuatı değiştirdi. Sıfır vergi!
* * *
Ülkemiz, yabancı yatırımcılara çalışıyor! Ancak bu yatırımcılar burada gelip fabrika kurmuyor, insanlara iş yaratmıyor. Bunlar para cambazı. Türkiye’ye sıcak para, kara para, ak para, serseri para, her neyse getiriyorlar.
Paraları bozdurup borsaya, Devlet tahviline, Hazine bonosuna yatırıyorlar. İstanbul borsasının yüzde 72’si şu anda yabancıların elinde!
İktidar bu yabancılara inanılmaz vergi ayrıcalıkları sağladı.
Yabancı para yatırımcısı parasını Türkiye’ye getirdiği, ya da götürdüğü zaman kendisinden vergi alınmıyor. Borsa gibi, Devlet tahvili ve Hazine bonosu kazancında da vergi yok!
Dünyanın en yüksek reel faizi Türkiye’de. Böylece dolar bozduran yabancılar yüksek faiz-düşük kur sarmalında büyük paralar kazanıp gidiyorlar. Ya da daha fazla vurmak için bekliyorlar.
Ne zamana kadar bekleyecekler?
Sorun işte burada yatıyor.Paralarını çekip gittikleri anda Türk ekonomisi sarsılacak, kıyametler kopacak.
Hükümet bunu önlemek için faizi yüksek, döviz kurlarını düşük tutuyor.İhracatçı ağlaşıyor, kredi alanla veren ağlaşıyor ama hiçbir şey değişmiyor.
Yabancılar bizim onlara sağladığımız avantaj ve ayrıcalıkları iyi görmüş, hep birlikte bizi içimizden vuruyorlar. İliğimize kadar sömürüyorlar.
Osmanlı döneminde devleti ve milleti yine yabancılardan oluşan banker-sarraf- tefeci güruhu sömürürdü. Şimdi Türkiye’yi onların benzerleri, bu kez "yatırımcı" kimliği ile sömürmeyi sürdürüyor.
Bir yılda dolar bazında yüzde 50 net vurgun! Ama kabahat onlarda değil, onlara bu vurgun ortamını yaratan bizimkilerde.
* * *
Yazımı yine Prof. Dr. Şükrü Kızılot’tan alıntı yaparak bitireyim:
"Vergi ve faiz avantajları nedeniyle Türkiye’ye gelen sıcak (emanet) para 90 milyar dolara ulaşmış durumda. Döviz kuru düşük, faiz böyle yüksek olduğu sürece, Türkiye, sıcak paranın aktığı ülke olmaya devam edecek. Türkiye yabancılar için inanılmaz bir cazibe merkezi oldu. Türkiye’ye akın ediyor, inanılmaz paralar kazanıyorlar..."
Peki o büyük paralar, yabancıların hem de bir kuruş vergi vermeden, bir kişiye iş yaratmadan, bir tek fabrika kurmadan kazandığı o milyarlarca dolar kimin cebinden çıkıyor?
Bizim!.. Hepimizin!.. Farkına bile varmadan, çaktırmadan!..