Emin Çölaşan: Biri onları gözetliyor!






Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

BEN hayatımda bu kadar gereksiz, anlamsız ve düzeysiz bir televizyon programı görmedim. Bir evin içine 15 kişiyi doldurmuşlar, beş para etmeyen, hiçbir anlamı olmayan geyik muhabbetlerini Türk toplumuna yutturuyorlar.

Ama medyamız ve Türk toplumu da aynen bu programlar gibi öylesine düzeysizleşti ki, oturup bunları izliyor. İzlemekle kalmıyor, ciddi ciddi tartışıyor!

Evde 100 gün kalacaklarmış, birinci gelene 100 milyar ödül verilecekmiş. Bu konuda da rivayet muhtelif. Birinci gelecek kişi, yarışmayı düzenleyen ajansın adamı imiş ve para yabancıya gitmesin diye o birinci seçilecekmiş.

20 yaşındaki oğlanla anası yaşında dul bayan arasında aşk yokmuş da, onlar öylesine öpüşüp koklaşıyormuş!

Evdeki kızların en çirkini ile yakışıklı oğlan arasında aşk ilişkisi başlamak üzereymiş!

İkinci yakışıklı oğlan, tombul kıza tutulmuş!

Saçını kırmızıya boyatan kızla dansçı oğlan arasındaki duygusal ilişki giderek artıyormuş!

Sivilceli kız öbürlerini kıskanıyormuş!..

Çilli oğlan, sarı kıza asılmaya başlamış!

Sinirler giderek geriliyor, oğlanlar arasında kız kavgası oluyormuş! Bu karambolde rolünü iyi yapan birinci seçiliyormuş!

Ve Türk toplumu oturup bunları izliyormuş! Maşallah, maşallah!

Bu program, benzeri diğer cıvık ve vıcıklar gibi, izlenme rekoru kırıyormuş! Nereye getirildiğimizin, nelerle uyutulduğumuzun somut göstergesidir.

***

Bir eve kapatılmış 15 kişinin üzerlerinde mikrofonlar, evin içinde kameralar.

Her davranış ve her konuşma rol icabı. Her şey yapay, her şey sahte.

Bu programa televizyonu tıktıklarken arada bir takılıyorum. Genç yaşta kızlı oğlanlı bir grup, örneğin Türkiye yoğun bir kriz yaşarken, ülke sorunları hakkında bir tek sözcük söyleyemiyor.

Aralarında bu gibi konularda bir tek tartışma geçmiyor... Çünkü bunlar uzaydan gelmiş yaratıklar! Tek sorun aralarındaki geyik muhabbeti ve incir çekirdeğini doldurmayan fasafiso hikáyeler.

Ama hiç kuşkunuz olmasın, bunların arasından yakında nice televizyon sunucuları, ünlü zamparalar, mankenler, ‘‘artizler’’ ve dizi oyuncuları çıkacak!

Eeee, Türkiye'de ‘‘ünlü’’ olmak kolay be abicim!

Yarışmaya katılanların boy boy resimleri şimdiden gazetelerde. Hele dul bayan, kesinlikle inanıyorum çok büyük ün sahibi olacak.

Hatta onlar köşe yazarı bile olabilir!.. Ve karşımıza her gün muhteşem yazılarıyla çıkabilir! Şimdi böyle olunuyor köşe yazarı! Başka tür ilişkilerle! Sarışın bomba olmak bu konuda büyük avantaj sağlıyor.

Olmaz olmaz demeyin, burası Türkiye. Bazı işler çok kolaylaştı, televole kültürü topluma şırınga edildi, utanma sıkılma duyguları rafa kaldırıldı. Kafayı kullanan ünlü olur, malı götürür.

Biri onları gözetliyormuş! İşler bu kadar ucuzladıktan sonra gözetlese kaç yazar, gözetlemese kaç yazar.

Bu programı yapanları, yaptıranları ve rol icabı görev alanları kutluyorum, muhteşem başarılarının devamını diliyorum!

DOKUNULMAZLIK REZALETİ

Adamın adı Mustafa Bayram. Şu anda Van milletvekili. Yani ‘‘Türk milletini’’ Meclis'te temsil edenlerden biri. Adam 1995 yılında ANAP'tan, 1999'da Fazilet'ten seçilmiş ve şu anda bağımsız.

Adamın ismi bugüne kadar çok sayıda karanlık olaya karışmış. Uyuşturucu kaçakçılığı dahil. Şimdi kaçak Picasso resimleriyle yakalanıyor, polisin elinden ‘‘dokunulmazlığı’’ nedeniyle kurtuluyor. Hakkında hiçbir işlem yapılamıyor.

Bu adam yasama organında bizi temsil ediyor, bizim adımıza oy kullanıyor!

Sevsinler böyle demokrasiyi!

***

Bu ‘‘dokunulmazlık’’ gerçeği, Türkiye'nin en büyük rezaletlerinden biri. Meclis'te bunlar hakkında pek çok suç dosyası bekler, hiç kimse elini bile sürmez.

Ne demektir dokunulmazlık? Bu mudur?

Bunlar, yani milletvekilleri her türlü suçu özgürce işleyecekler ve cinayet olmadığı takdirde haklarında hiçbir işlem yapılmayacak. Dosyalar dönem sonuna kalacak, adam yeniden seçilirse bir 5 yıl daha kurtaracak ve sonra gelsin zamanaşımı!

Böyle bir kepazelik dünyanın neresinde olur?

Böyle bir utanmazlık hangi demokraside vardır?

Bunlara çağrı yaparsınız... ‘‘Gelin kaldırın şu dokunulmazlığı ve sadece milletvekilinin yasama çalışmalarına ilişkin dokunulmazlık olsun’’ dersiniz, güler geçerler... Çünkü bugünkü kepazelik hepsinin -tam kadro- işine gelir.

Kimi adam dövmüştür, ateş etmiştir, kimi dolandırmıştır, kimi yasaları çiğnemiştir, aklınıza gelen her yol bunlarda mevcuttur.

Ama beylerin içi rahatttır, çünkü dokunulmazlıkları vardır! Kimse onlara dokunamaz, yargı önüne çıkaramaz, hesap soramaz.

Şimdi diyeceksiniz ki ‘‘Kardeşim sen ne saçmalıyorsun, dokunulmazlığı olmayan hırsızlardan, namussuzlardan, götürücülerden hesap soruluyor mu ki, dokunulmazlık sahibi olanlardan sorulsun’’...

Doğrudur, haklısınız, ne diyeceğimi bilemiyorum.

Kafam karışıyor, midem bulanıyor, tiksiniyorum. O yüzden de Van Milletvekili Mustafa Bayram ve diğerlerine çağrıda bulunuyorum:

‘‘Devam edin muhteremler, bildiğiniz gibi yapın. Sizde bu dokunulmazlık, bizde bu kafasızlık olduğu sürece yapmazsanız namertsiniz!’’

Yazarın Tüm Yazıları