SEVGİLİ okuyucularım, size bu yazıda çizeceğim tablo, Türkiye açısından yine bir utanç belgesi olacak. Okuyunca belki üzüleceksiniz. Ama iktidar yağcılığının böylesine yoğun olduğu bir ortamda birileri de gerçekleri yazmalı. Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke. Fakat gelin görün ki, denizlerini yolcu ve araç taşımacılığında kesinlikle kullanmayan, denizlerini unutmuş, dünyadaki tek ülke!Bu açıdan zaten çok az sayıda gemimiz vardı. ‘Vardı’ diyorum; çünkü onları da ellerimizle yok ettik. Size gemilerimizi sayayım: Karadeniz gemisi, ülkemizin tek yolcu gemisiydi. 180 yolcu alıyordu. Ankara ve Samsun iki feribotumuzdu. Bunlar ortalama 500 yolcu, 230 araç alıyordu. Başka? Başka yok! * * *Peki şimdi ne durumdayız? AKP iktidarı bu gemileri ‘özelleştirme’ kapsamında satmaya karar verdi... Ve sattı. Kime, nasıl ve kaç paraya sattı?Şimdi lütfen sıkı durun. Koskoca Karadeniz’i, tek yolcu gemimizi 4 milyon 200 bin dolara sattılar. Koskoca Ankara feribotunu 2 milyon 275 bin, yine koskoca Samsun feribotunu 3 milyon 100 bin dolara sattılar. Karadeniz’i bir Türk işadamı aldı. Aldıktan hemen sonra büyük bir kárla Yunanlılara sattı. Karadeniz geçen hafta Türk bayrağını indirip Malta bayrağı çekti ve İstanbul’a veda etti. Ankara ve Samsun’u Deniz Ticaret Odası’na bağlı bir konsorsiyum satın aldı. Başında AKP İstanbul Milletvekili Cengiz Kaptanoğlu var. Şimdi bu iki feribotu İstanbul Kuruçeşme’de sahile bağlı yatarken görebilirsiniz! İkisi de orada sırt sırta vermiş, aylardan beri duruyor. * * *Sevgili okuyucularım, Özelleştirme İdaresi Türkiye’nin elindeki son üç gemiyi toplam yaklaşık 9.5 milyon dolara başından def etmeyi başardı! Bir santrfor, ya da bir orta saha oyuncusu fiyatına.Ya da ölmüş eşek fiyatına. Ayıptır, ayıp. Bu gemileri sokaktan geçen hurdacılara satsak, herhalde daha fazla para kazanırdık. İnanılır gibi değil ama böyle. Üç tarafı deniz olan Türkiye’nin şu anda -iç deniz Marmara dışında- çalışan bir tek yolcu gemisi, feribotu yok. Kendi limanlarımız arasında olmadığı gibi, dünya limanlarında da yok. Kendi denizlerimizde ve dış denizlerde artık Türk bayrağı dalgalanmıyor. AKP iktidarının bir başarısı daha! Gazetelerde tur ilanlarını görüyorsunuz. Bizim limanlarımızdan yurtdışı turlar artık hep yabancı gemilerle yapılıyor. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız araçlarıyla Türkiye’ye gelmek için yabancı gemileri kullanmak zorunda bırakılıyor. Dahası: Denizcilik İşletmeleri’nin, yani devletin en deneyimli 10 uzakyol kaptanı ve 12 gemi başmühendisi (çarkçıbaşı), en verimli dönemlerinde aylardan beri boşta, karada oturup çay kahve içiyor! Bir futbolcu fiyatına satılan üç gemimizin ardından gözleri yaşlı bakarak. Peki bunların hesabını soran var mı? Yok!BAŞBAKANLIK AÇIKLAMASI!Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı tarafından hazırlanan kitapta İngiltere Krallığı amblemi olduğunu, ayrıca basım ve dağıtımının İngiltere Büyükelçiliği tarafından yapıldığını belgelemiştim. Dün Başbakanlık’tan gelen yazılı açıklamayı özetliyorum: ‘Kitapçık 30 bin adet basılmıştır. Finansmanı İngiltere Büyükelçiliği tarafından sağlanmıştır. Dikkatle incelendiğinde görülecek olan, yabancı bir ülkenin propagandası veya onun hizmetine sunulmuş bir hizmet değildir. Ülkemizin insan hakları alanında ait olduğu uygar ülkeler dünyasının standartlarına ulaşmasına yönelik bir gayrettir. Çalışmanın maliyetinin devlet bütçesine yük getirmeden, dış kaynak sağlanarak karşılanması da övgüyle değerlendirilmesi gereken bir noktadır. Bu faaliyete sağlanan dış destek ülkemizin aczinden, ya da yabancı bir ülkenin içişlerimize karışma hevesinden değil, insan hakları alanındaki evrensel ortaklıktan kaynaklanmıştır.’İşte bu kadar! Takdir sizindir! Çok yakında örneğin Resmi Gazete’nin de, ‘devlet bütçesine yük olmasın diye’ Ankara’daki yabancı büyükelçilikler tarafından ülkelerinin amblemi ile basıldığını görürsek şaşırmayalım! Bakalım daha neler yaşayacağız.