ÜÇ adayım var. Atatürk’ün makamına onları layık görüyorum!
Biri olmazsa sıradaki gelsin. Kim onlar? Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Atilla Koç.
İlkini hepimiz yeterince tanıyoruz. Atatürk’ün makamını dört dörtlük doldurur, Türkiye’ye çok yakışır!
İkincisi, ismi Bülent Arınç olan. TBMM Başkanı. Zaman zaman ağlar, minareden mesir macunu kapar, yurtdışı gezileri ihmal etmez. Buldu mu, balıklama atlayıp gider. Punduna getirince, fırsatını bulunca maaşına zam yaptırır. Kendisini, "Ben heykeli dikilecek adamım" diye tanımlar.
Geçen yıl Meclis’te düzenlenen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Türk çocukları adına kürsüye askerlik çağına gelmiş 20 yaşında bir imam hatip öğrencisini çıkarmıştı! Bu yıl aynı atraksiyonu bir kez daha yapmaya kalkıştı. İş zora girince törenleri iptal ettiğini açıkladı.
Son derece duygulu ve yumuşak bir kişiliğe sahiptir. Kameraların önünde yine ağlaşırken söylediği çok ünlü bir sözü vardır:
"Şeyini şey ettiğimin şeyi!"
Herhalde asabı bozulmuştu, neyini ne ettiğinin neyi olduğunu bir türlü anlayamadık!
Tayyip Bey olamazsa Cumhurbaşkanlığı için kafamdaki ikinci aday bu. Yakışır!
* * *
Şimdi gelelim üçüncü adayıma! Bunun adı Atilla Koç. Kültür ve Turizm Bakanı. Aynen Arınç gibi o da büyük devlet adamı! Uyumadığı zaman iyi konuşur. Katıldığı toplantılarda bazen sesler yükselirse de, önemli değildir:
"Horrrr... Fışşşş..."
Uyandığı anda, gördüğü rüyaların etkisiyle kısa bir panik yaşar ve sorar:
"Neredeyim ben?"
"Bakanlığımızın uluslararası toplantısındasınız Sayın Bakanım."
"Öff, çok kötü bir rüya gördüm. Baleye gitmişim..."
"Yok efendim gitmediniz, biz yanınızdayız. Bakın yabancı konuklarımız da burada."
Çankaya’ya aday dediğin böyle olmalı. Oraya sözleriyle çıkmalı:
"Kitle turizminde Almanlar çok para bırakmıyor. Ancak Ruslar sonradan zengin olmanın görgüsüzlüğüyle fazla bırakıyor. Ruslar bu söylediğimi duymasın."
"Ben Ruslar görgüsüz demedim. Desem çok ayıp olurdu. Desem bile... Böyle bir şey der miyim. Ayıp olur. Memleketim için çok üzüldüm."
"Bir İstiklal Marşımız var, bir de Onuncu Yıl Marşı. Onu söylüyoruz hep beraber. Bir de çok sıkışırsak kadifeden kesesini söylüyoruz."
"Ben şakşukanın hem şarkısını, hem de yemeğini severim. Ama ben şakşuka değilim. Ben hünkárbeğendiyim. Çünkü beni halkım da beğeniyor, Başbakanım da beğeniyor."
* * *
İki gün önce Meclis’te çalışmalarını sürdüren Türkçe Komisyonu’ndabu zat yine konuşmaya başladı ve durup dururken şöyle dedi:
"Alanya’da 20 bin Alman yaşıyor. Onların da dinini şey edeyim!"
Bunun üzerine bir AKP milletvekili, kendisini uyardı ve aralarında şu konuşma geçti:
"Aman Sayın Bakanım, bu sözleriniz yanlış anlaşılır."
"Ne dedim?"
"Dinini şey edeyim dediniz."
"Ben mi dedim? Ne dedim? Ben öyle bir şey demedim. Ben onlar da dinini yaşasın anlamında söyledim. Bunu kastediyorum. Bu sözlerimden anlam çıkarırlarsa yuh olsun!"
Haklı valla!
* * *
Benim isabetli tahminime lütfen kulak verin! Tayyip Bey olmazsa Cumhurbaşkanlığı’na Bülent Arınç yakışır, o da olmazsa o makam Atilla Koç’un olmalıdır... Her üçünün de ağzı ve Türkçesi muhteşemdir!
Bir numara: "Al ananı da git... Terbiyesizlik yapma, artistlik yapma lan... Kelleler... Sayın Öcalan... Milliyetçilik havasında gezip de afra tafra atıyorlar... Dur dinle be, 9 ay 10 gün be... Bana frikik attırıyorlar. İyi frikik atarım..."
İki numara: "Şeyini şey ettiğimin şeyi!.. Ben heykeli dikilecek adamım..."
Üç numara: "Almanların da dinini şey edeyim... Ben ne dedim? Öyle mi dedim?.. Horrr... Püffff... Kadifeden kesesi... Ben hünkárbeğendiyim, beni Başbakanım beğeniyor..."
Bu süreçte benim Çankaya için üç adayım var. Gönlüm bir numarada! İki ve üç numaralar yedek.
Üçü de isabetlidir!
Hayırlı olsun, yüce Allah Türk milletine sabırlar ihsan etsin, dayanma gücü versin, Mustafa Kemal Atatürk ve şehitlerimiz bizi affetsin.