Emin Çölaşan: Belediye şirketleri rezaleti






Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

SEVGİLİ okuyucularım, Türkiye'de işin neresinden tutsanız rezalet, pislik, vurgun, hortum fışkırıyor. Sadece bütçe harcamalarında değil, bir kamu kuruluşu olan belediye harcamalarında da aynı durumda.

Bazı belediyeler beş kuruşa muhtaç. Ama bazıları var ki, parayı nereye koyacaklarını şaşırmış durumda. Kaynaklar bol keseden harcanıyor, halkın parasıyla eş dost ve partililer zengin ediliyor. Özellikle bazı büyükşehir belediyelerinde durum, bu açıdan korkunç boyuta varmış durumda.

İçişleri Bakanlığı ne yazık ki bunlarla baş edemiyor, ya da uğraşmak istemiyor.

***

Türkiye'de bir belediye şirketleri rezaleti yaşanıyor. Belediyeler kendilerine şirketler kuruyor. Bunlar tamamen belediyeye bağlı. Genel müdürleri, yönetim kadroları ve personeli, tamamen Başkan'ın adamları arasından seçiliyor.

Şirketler özel hukuka bağlı çalışıyor. Denetimleri yok. Varsa da göstermelik.

Bu şirketler, kamunun parasını gaddarca ve hovardaca harcıyor.

Belediyelerin yasal açıdan yapamadıklarını bunlar yapıyor. Harcamalar tamamen serbest. Soran, karışan, görüşen yok.

Şirketler, bağlı oldukları belediye başkanının uydusu ve emir kulu. Başkanların bir bölümü buradan besleniyor.

Eş dost, güvenilir parti militanları ve torpilli takımından oluşan yönetim kadrolarına inanılmaz maaşlar veriliyor, inanılmaz olanaklar sağlanıyor, ulufeler ihsan ediliyor.

Dahası, belediyeler bu şirketlere bol kepçe ihale veriyor. Yabancıya gitmemesi arzulanan kanlı canlı ihalelere bu şirketler katılıyor, ihale göstermelik yapılıyor ve bunlara veriliyor. Tamamen al gülüm ver gülüm vaziyeti.

Ondan sonra gelsin hortum, gelsin savurganlık, gelsin yolsuzluk ve gelsin kamu parasıyla eşi dostu, partili yandaşlarını zengin etmek!

Memleketin trilyonları bu yöntemle heba ediliyor.

***

Sayıştay Genel Kurulu geçtiğimiz 26 Nisan günü toplandı ve bu konuyu ele alıp karara bağladı. Daha önce Sayıştay'ın dört dairesi, bu konuda çelişkili kararlar vermişti.

İki daire ‘‘Belediyeler, kendi şirketlerine ihale veremez’’ derken, iki daire bunun tersine karar almıştı.

Konu Sayıştay Genel Kurulu'na geldi, görüşüldü, tartışıldı.

Sonuç: 19 oya karşı 23 oyla ‘‘Belediye şirketlerine belediye ihalesi verilemez’’ kararı çıktı. Bu karar ‘‘içtihat’’ oldu.

Fakat bu işten avanta alanlar, nasiplenenler, partililer ve ayrıca eş dost ilişkisi olanlar tarafından derhal kulisler başlatıldı.

Şimdi birileri bu kararın Sayıştay Genel Kurulu tarafından yeniden görüşülmesi, eski deyimle ‘‘tekriri müzakeresi’’ için çalışıyor. Kulisler hızlandı.

Şirket sahibi bazı büyükşehir belediye başkanları, Sayıştay üyelerine bu kararın değiştirilmesi için baskı uyguluyor... Çünkü avantalar elden gidiyor. Eş dost zengin etmeye, kamu parasını sorumsuzca harcamaya kapılar yeniden açılmak isteniyor.

Ne olacağını ve Sayıştay'ın, verdiği bu karara sahip çıkıp çıkamayacağını yakında hep birlikte göreceğiz.

***

Hazırlanmakta olan yeni İhale Yasası'nın 6. maddesinde de bu doğrultuda hüküm var. Yani belediye şirketleri, kendi belediyeleri tarafından açılan ihalelere giremeyecek.

Ancak bunun da kulisleri şimdiden başlamış durumda.

Tasarı Meclis'e geldiğinde Bütçe Plan Komisyonu üyelerine kulis atılacak ve maddenin değişmesi sağlanacak.

Bunları hep birlikte göreceğiz.

Türkiye'de hemen bütün kamu ihalelerinde ve bütün kamu alımlarında dümen dönüyor. Avantasız, rüşvetsiz, hortumsuz iş olmuyor.

Belediyeler, yasanın getirdiği kısıtlamalardan kurtulmanın yolunu, kendi kurdukları düzmece şirketlerle bulmuş durumda! İhaleyi kendi şirketlerine veriyorlar, sonra şirket işi istediğine, yani kendi adamlarına ve kendi yandaşlarına, istediği fiyata yaptırıyor... Çünkü denetimi yok!

Türkiye'de 15 belediyenin -çoğu büyükşehir belediyesi- 104 şirketi var. Tamamına yakını büyük zararda. Zararı karşılayan ise bu şirketlerin sahibi olan belediyeler!

Belediyelerin yasal açıdan yapamadığı hortumu, bunlar yapıyor! Hiçbir sorumluluk yok, hiçbir denetim yok. Bunlar belediyelerin arpalığı olarak görev yapıyor, partili yandaşları zengin ediyor.

Türkiye bu rezalete bir son vermeli.

O yüzden, son Sayıştay kararı çok önemli. Kulisler o yüzden başlatıldı. Bu kararın değiştirilmesi için özellikle Fazilet Partisi yandaşları yoğun kulis yapıyor.

Türkiye'de nereye baksak işin cılkı çıkarılmış. Çıkar grupları, avanta elden kaçmasın diye sürekli devrede.

Ülke çıkarlarını düşünen yok. Bütün tezgahlar para ve çıkar için kurulmuş, çark böyle dönüyor. Belediyeler ve şirketleri, bu çarkın önemli bir parçası.

Yazarın Tüm Yazıları