Emin Çölaşan: Beklenen son

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Henüz işin son aşamasına gelmedik ama beklenen karar dün çıktı. Şimdi bütün mesele, Apo acaba idam edilecek mi, yoksa devreye başka gelişmeler girecek mi?

Dünkü yazımda da belirtmiştim, sağduyulu davranmak zorundayız. Ona karşı gösterilen bütün toplumsal tepkiler haklıdır. Bir ülkeyi altüst eden, hiçbir etnik köken ayırımı yapmadan Anadolu insanını perişen eden bir katil örgütünün başıdır.

Suriye'nin kucağında oturmuş, on binlerce insanımızın canını almıştır. Tabii ki kendi elleriyle değil. Türkiye'de bugün nice aile, o katil sürüsü tarafından şehit edilen yavrularına ağlamaktadır. Nice insanımız sakat, kolsuz bacaksız, kör olmuş gözleri ve mermi yemiş vücutlarıyla aramızda dolaşmaktadır.

Öte yanda nice teröristin ailesi de aynı durumdadır. Evlatları bu pislik adam uğruna dağda bayırda can vermiş, cesetleri kurda kuşa yem olmuştur. Çoğunun mezarı bile belli değildir.

Apo sonuçta idam cezasını çoktan hak etmiş biridir.

***

Ama bunun karşılığı, Apo için anlamsız ve gereksiz ‘‘Derhal asalım’’ gösterilerine girişmek olmamalı. Dün kararın okunmasından hemen sonra, ekranlarda bir ‘‘İstiklal Marşı’’ duyduk. Mahkeme salonunda üç beş çatlak ses güya İstiklal Marşı okumaya başladı ama ne okuyuş!

Eğer ulusal marşımıza saygısızlık etmeye karar verseydik, ancak bu kadarı yapılabilirdi.

***

Türkiye'deki PKK olayını en başından beri aklım ve mantığım almadı. Biliyorsunuz, Türkiye'de olduğu kadar komşularımız İran, Irak ve Suriye'de de Kürt kökenli insanlar yaşıyor. Ama dikkat ediniz, PKK'nın ‘‘Kürtçülük’’ adına giriştiği terör eylemleri sadece ve sadece bizim ülkemizde gerçekleşti.

İran, Irak ve Suriye'de yaşayan Kürtler bizden daha mı özgür? Ekonomik durumları daha mı iyi?

Hayır. Tam tersine, bizde onlar eşit vatandaş. Meclis'te, siyasette, bürokraside, devlet yönetiminde, iş yaşamında, yargıda, eğitimde ve aklınıza gelen her yerde onlar var. Elbette olacaklar çünkü Türkiye'de hiç kimse -devlet dahil- insanların kökeni konusunda en ufak bir ayırım yapmaz.

***

PKK eğer bütün bu ülkelerde aynı eyleme ‘‘Kürtçülük’’ adına girişseydi, belki saygı duymak bile mümkün olurdu. Ama niçin sadece Türkiye?

İşte işin püf noktası burada!..

Çünkü onlar dış güçlerin maşası ve piyonu olarak kullanıldı. Apo bile bunu İmralı duruşmalarında itiraf etmedi mi? Hem de dolaylı yollarla değil, açıktan ve doğrudan.

Şeyh Sait isyanı ile İngiltere ilişkisini kendi ağzıyla o söylemedi mi?

O gün sadece İngiltere vardı, bugün sayı biliyor muyuz?

Avrupa'nın çeşitli ülkeleri ve çeşitli kesimleri, PKK, Apo ve Kürtçülük olayına babalarının hayrına çanak tutmadılar. Türkiye'nin zayıf düşüp onların kucağında olması en büyük amaçlarıydı. Buna bir de adına Avrupa Birliği denilen örgütlenmeden güç alan ve her şeyini Türkiye düşmanlığı üzerine kuran Yunanistan'ı ekleyiniz!

İran, Irak ve Suriye'deki Kürtlerle ilgili bir PKK söylemini bugüne kadar ne biz duyduk, ne de dünya duydu. PKK için onlar yoktu! O üç ülkede ezilen, sorgusuz sualsiz sürülen, kurşuna dizilen Kürtlerle ilgili bir tek söylemleri olmadı. Olamazdı çünkü hadise Kürtçülük ya da Kürt milliyetçiliği falan değil, Avrupa'nın desteği ile Türkiye'yi yıpratmaktı.

İtiraf edelim, bu amaca da bir ölçüde ulaşıldı.

Dün İmralı'da son sözünü söylerken, yine hiç utanıp sıkılmadan ‘‘Vatanın birliği için mücadele verdiğime inanıyorum. İnsanlığı, devleti ve tüm toplumsal güçleri, üzerine düşeni yapmaya çağırıyorum. Ülkenin geleceğinin savaştan değil, barıştan geçtiğine inanıyorum’’ diyordu!

Terörün ve teröristin de bir ‘‘haysiyeti, şerefi’’ olması gerekir. Apo bu kavramlara asgari düzeyde bile sahip olmadığını dünyaya kanıtladı.

Onun bu sözlerinden kendisine destek veren Avrupa utansın! Almanya, İtalya, Yunanistan, İsveç, Belçika, Hollanda, Kıbrıs Rum tarafı ve diğerleri utansın.

Eğer Türkiye'nin 30 bin insanının can verdiği bu pis terörden sonra bile utanılacak yüzleri kaldıysa!

***

Apo Avrupa'nın piyasaya sürdüğü bir maşa, bir piyondu. Ama Apo tek maşa, tek piyon değildi. İşin kuralıdır, kullandığınız maşaları iyi yaşatacaksınız! Onun has adamları bugün çeşitli Avrupa ülkelerinde krallar gibi yaşıyor. Ellerinde yüz milyonlarca dolar para var. Hatta bir ara banka kurmayı düşündüklerini İmralı'da Apo kendisi söyledi. O gün İmralı'da idim ve bu sözlerini kulaklarımla duydum.

Fakir fukara Kürt'ü ellerine silah verip dağlara sürdüler, cesetlerini kurda kuşa yem ettiler. Maşalar ise Avrupa'da krallar gibi yaşamaya devam ediyor. Kimi televizyon spikeri sevgilisiyle paraları alıp kaçıyor, kimi başka yolsuzluk yapıyor. Altlarında son model arabalar, Almanya'nın, İtalya'nın ve diğerlerinin korumasında yaşıyorlar.

Paralarıyla özellikle İsviçre bankalarını ihya ediyorlar!

Türkiye'de on binlerce Kürt kökenli insanımızı ölüme götürdüler, evinden barkından ettiler, açlığa sürüklediler. Bizim Kürt'ümüz sürünürken, Apo'nun Avrupa'daki adamları beş yıldızlı otellerde yiyip içiyorlar, görkemli villalarda yaşıyorlar.

Yazık oldu, günah oldu. Avrupa'nın maşası Apo şimdi pişman ama iş işten geçti. Onu kullananlar yakında unutacak. Sonra piyasaya yeni maşalar sürülecek.

Tarihimize bir bakın. Biz bugüne kadar çoook Apo'lar, çoook Şeyh Sait'ler gördük. Nice canlar verdik.

Ama Türkiye Cumhuriyeti taş gibi, aslanlar gibi dimdik ayakta.



Yazarın Tüm Yazıları