Ay yıldızdan şimdi medet umanlar!

SEVGİLİ okuyucularım, aşağıdaki yazı burada, bu başlık altında 9 Ocak 2007 günü yayınlandı. AKP ve Recep Erdoğan bu yazı sonrasında hakkımda ceza davası açılmasını istediler. Hapis cezası almamı istiyorlardı! İlk duruşma birkaç gün önce Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı...

Ve beraat ettim.

Şimdi -her nedense!- Üsküdar adliyesinde açtıkları iki tazminat davası var. Toplam 200 milyar istiyorlar. Başbakan, AKP, avukatı ve ben Ankara’dayız. Acaba niçin Üsküdar’ı tercih ettiler? Kim bilir!!!

Her neyse, ilk celsede beraat ettiğim yazımı "gördüğüm lüzum üzerine" ve ders alınsın diye bugün bir kez daha ve aynen size iletiyorum.

* * *

"Geçtiğimiz Kurban Bayramı öncesinde Türkiye’nin bütün yörelerinde duvarlara kocaman kocaman afişler asılmıştı. Mutlaka gördünüz. İller, ilçeler, meydanlar, sokaklar ve caddeler bunlarla doldurulmuştu.

Sol tarafta Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafı. Onun hemen arkasında büyük bir Türk bayrağı. Yanında yine kocaman bir yazı:

’KURBAN OLAM AYINA YILDIZINA. Bayramınız kutlu olsun.’/images/100/0x0/55ea3f79f018fbb8f873d3fd

Kurban Bayramı ile kurban olma kavramını Türk bayrağı üzerinde birleştirmiş, hem milliyetçi, hem de din kutsalına ilişkin kavramları birlikte kullanıp kendi reklamını ve dolayısıyla partisinin propagandasını yapıyordu!.. Böylece bir taşla iki kuş vuruyordu!

Temel unsur Türk bayrağı idi!

Elimde bir yasa metni var. Bayrak Kanunu. Açıyorum, maddelerini okuyorum.

’Bayrak Kanunu madde 7: Yasaklar: Türk Bayrağı ... hiçbir SİYASİ PARTİ, teşekkül, dernek, vakıf ve kuruluşun amblem, flama, sembol ve benzerlerinin ön veya arka yüzünde kullanılamaz.’ (Aynı hüküm Bayrak Tüzüğü’nün 26. maddesinde de yer alıyor.)

Şimdi aynı yasa maddesinin devamını okuyalım: ’Bu kanuna ve tüzüğe aykırı fiiller yetkililerce derhal önlenir ve gerekli soruşturma yapılır.’

Bu afişler yasaya tamamen aykırı bir biçimde Türkiye’nin neredeyse bütün duvarlarına asıldı. Neredeydi bunu önlemekle yükümlü olan devlet yetkilileri, neredeydi? İdari birimler!.. Yani İçişleri Bakanlığı, valiler, kaymakamlar, emniyet müdürleri...

Bayrak Kanunu açıkça çiğnendi. Yasaları çiğneyen sıradan biri olursa üzerine gidiliyor da, iktidar partisi ve Başbakan olunca görmezden mi geliniyor? Bu nasıl iştir, nasıl hukuk ve adalet anlayışıdır?

Şimdi haklı olarak bana, ’bu yasayı çiğnemenin bir yaptırımı, cezası var mı’ diye soracaksınız. Bayrak Kanunu’nda bu yasayı çiğneyenlere eski TCK’nın 526. maddesi uyarınca 3 aydan 6 aya kadar hapis cezası öngörülüyordu.

AKP iktidarı bunu da yok etmeyi başardı!.. Ve bu suçu Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesi kapsamına soktu. Şimdi bunun yaptırımı sadece 120 YTL dolaylarında bir para cezası!

Cezasından da vazgeçtim ama karşımıza şu olayda çıkan düşündürücü tablo iki boyutlu:

1- Türk bayrağına saygısızlık adli suç olmaktan çıkarıldı.

2- Fakat Bayrak Kanunu hükümleri aynen yürürlükte. Onu henüz kaldıramadılar! Başbakan ve partisi o afişlerle yasayı çiğnediler. ’Yasalar bize işlemez’ mesajını bir kez daha verdiler. Türk bayrağını kullanarak propaganda yapmaya, siyasi çıkar elde etmeye kalkıştılar...

Çünkü yurt sorunlarına duyarlı, gidişin nereye olduğunu gören milyonlarca Türk insanı iktidara büyük tepki gösteriyor.

Baktılar ki zemin ayaklarının altından hızla kayıyor, iş kötüye gidiyor, yasaları çiğnemek pahasına bile olsa çareyi Türk bayrağına, ayına yıldızına ve ’Türklük’ kavramına sarılmakta-sığınmakta buldular! Geç kaldılar."

Yazım aynen böyleydi ve tümüyle doğruydu.
Ceza davasında ilk celsede beraat ettim. Üsküdar Adliyesi’nde Tayyip Erdoğan ve AKP olarak açtıkları her biri 100 milyarlık iki tazminat davasının sonucunu da yakında göreceğiz!
Yazarın Tüm Yazıları