TÜRK medyasının merkezi İstanbul’da olduğundan, başta Ankara olmak üzere öteki kentlerin sorunları gündeme çok fazla getirilmez. İstanbul’daki en ufak bir sorun ve olay haber olur, üzerinde yazılar yazılır da, başka kentlerde yaşananlar genelde ıskalanır.
Gerçi bizim Ankara’da bazı gazetelerin Ankara ekleri vardır ama belli konuların üzerine onlar da -her nedense!- yeterince gidemez.
Ben Ankara’da yaşıyorum.Ankara’da Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan yanlış ve sakat işlerle birlikte inanılmaz savurganlığı, milyonlarca insanla birlikte her gün gözlerimle görüyorum.
Yollar, bulvarlar yapılıyor, bir süre sonra vazgeçilip yeniden yapılıyor.Eskisine harcanan paralar toprağa gömülüyor. Eskişehir yolu bunun somut örneği.
Bundan birkaç ay önce Atatürk Bulvarı’na ithal malı ağaçlar dikildi. Bunların yarısı tutmadı. Bu ağaçları kim aldı, kim getirdi, kim dikti? Hesabı soruldu mu? Hayır.
Dahası var. Büyükşehir Belediyesi iki ay sonra bunları söktü! Niçin?.. Çünkü şimdi bulvar kazılıyor.
Demek ki başkentin anayolunun kazılacağını iki ay öncesinden bilmiyorlardı.
Şu anda Ankara’nın Çankaya, Kavaklıdere, Gaziosmanpaşa, Çayyolu ve öteki semtleri tümüyle felç olmuş durumda.
Her yer kazılıyor. Kazılıyor, yapılıyor, yeniden kazılıyor.
Anacaddelerin çoğu trafiğe kapalı.
Kaldırımlar dökülüyor. Üzerinde katır yürütseniz düşer.
Trafikte tam bir kargaşa yaşanıyor, ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
Yarın okullar açılacak. Yarın Ankara tümüyle tıkanacak.
***
Bizim gazetenin önünden geçen Cinnah Caddesi’ni kazıyorlar. İki ay önce burada yeni trafik düzenlemesi yaptılar. Bir sürü harcama yapıp yeni düzeni kurdular. Şimdi Cinnah ve çevre caddeler yeniden kazılmak üzere tümüyle kapatıldı. İki ay önce akılları acaba neredeydi?
Bu caddeyi süsleyen ve Ankara’yı taçlandıran 60 yıllık dev çınar ağaçları var.
İki gündür bu ağaçların her biri insan gövdesi kalınlığındaki dallarını kesiyorlar. Ayrıca ağaçların dibi de kazılıyor. O görkemli çınar ağaçlarının kesilmiş kökleri şimdi meydana çıktı, hem de iş makineleri marifetiyle!..
Uyarıyorum: Köklerini kestikleri bu ulu, anıt ağaçları büyük olasılıkla kurutacaklar.
Böyle plansız-programsız-sorumsuz belediyecilik olmaz.
Ankara haziran ayında boşalmış, insanların çoğu tatile gitmişti. Trafik rahattı. Bu çalışmaları o zaman değil, şimdi başlattılar. Başkenti kilitlediler. Yarın daha da beter olacak, okullar açılacak ve insanların anasından emdiği süt burnundan gelecek.
Bu çileyi Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, herkes çekiyor. Ama hiç kimse bu yapılanların, harcamaların, plansızlığın üzerine gitmiyor, gidemiyor.
Paralar uçuyor. Bu ihaleler ne zaman yapıldı, hangi koşullarda yapıldı, kimlere nasıl verildi, bilinmiyor. Bu yazboz oyununda bir tek hükümet yetkilisinin aklına Büyükşehir Belediyesi’nden hesap sormak gelmiyor... Çünkü belediye onlardan. Devlette olmayan paralar bir belediyenin eline teslim edilmiş, oraya buraya dağıtılıyor.
Belediyenin BOTAŞ başta olmak üzere çok sayıda kuruluşa yüzlerce trilyon, yüzlerce milyon dolar borcu var.
Bunlara bakan yok. Niçin?.. Çünkü belediye bunların oy toplama makinesi. Binlerce aileye siyaset propagandası olarak gıda paketleri, kömür gönderiliyor. Süreç şimdi ramazan ayında daha da hızlanacak.
***
Ankara’da bir de "metro masalı" var.Bir sürü yeri metro geçecek diye kazdılar.Her şey olduğu gibi duruyor.Metronun başlayacağı ve biteceği yok.Yıllardır kazıyorlar, sonuç sıfır.
Dünya şehirciliğinde kentlerin içindeki motorlu araç trafiği rahatlatılmaz.Tam tersine, çevre yollara ve metroya ağırlık verilir.Bizde ise tam tersi!
Ankara’da bu koşullar altında yaşamaktan utanıyorum. (Burada elektrik ve su kesintilerine hiç değinmiyorum!)
Belediyecilik, insanlara eziyet çektirme yeri midir?
Belediyecilik, milletin vergilerinden toplanan paraları böyle savurmak, plansız programsız, zamansız iş yaparak insanları çileden çıkarmak mıdır?