AB yasaları Meclis'ten çıktı. Şimdi hadiseye tarafsız ve farklı görüşle bakma zamanıdır. Özetle şöyle:
1- HENÜZ KESİN DEĞİL: Bu yasalar çıktı diye AB'ye alınacak değiliz. AB'ye girmek, yıllarca süren bir süreç gerektiriyor. Ancak Türkiye, AB'nin olmazsa olmaz Kopenhag koşulları açısından çok önemli bir adım attı. Şimdi elimizde AB karşısında önemli bir koz var.
2- AB AÇISINDAN: Ekim ayında AB Komisyonu, Türkiye ile ilgili ilerleme raporunu düzenleyecek. Aralık ayında Helsinki'de yapılacak AB zirvesinde, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine başlanıp başlanmaması konusunda karar verilecek. Türkiye, zirvenin, müzakerelerin 2004 yılında başlaması yolunda bir karar almasını bekliyor. Ancak birkaç hafta sonraki Almanya seçimleri de çok önemli. Hıristiyan Demokratlar kazanırsa, Türkiye'nin işi yine zora girecek... Çünkü onlar Türkiye'nin alınmasını istemiyor. Böyle olursa, AB'nin ırkçı ve dinci bir Hıristiyan kulübü olduğu tezi güçlenecek.
3- KIBRIS: Bu yasaları çıkardık diye aralık ayında bizimle görüşmelere başlama kararı alacaklar mı? Yoksa bizi yine yokuşa mı sürecekler? Örneğin bu kez karşımıza Kıbrıs'ı, ya da başka konuları mı çıkaracaklar? Aralık ayında olumlu karar çıkmazsa, yani bu yasalar elimizde patlarsa ne olacak? Onu şu anda hiç kimse bilmiyor.
4- GÖRGÜSÜZLÜK YAPMAYALIM: AB yalakalığı doruk noktasına ulaştı. Gazetelere ilanlar veriliyordu... ‘‘Türk öğün, çalış, güven, elini çabuk tut.’’ Meclis'in kapısına kocaman bir elektronik saat kurmuşlar. AB'ye giriş için ne kadar zaman kaldığını gösteriyor! Bilmem kaç ay, bilmem kaç gün gibi. Saat geriye doğru çalışıyor! Lütfen bu kadar görgüsüz olmayalım, ayıptır.
5- İÇ SİYASET SÖMÜRÜSÜ: Çıkarılan bu yasalar ve özellikle Öcalan'ın idamı, seçimde karşımıza vıcık vıcık bir iç siyaset malzemesi olarak çıkarılacak. Kimse, hiçbir parti yalan söylemesin. Bu yasalar çıkmasaydı da, Abdullah Öcalan idam edilmeyecekti. Ayrıca hayatta kalıp hücresinde yaşaması Türkiye'nin çıkarınadır. İdam edip, bu iki paralık adamı dünya çapında efsane mi yapacaktık?
6- KİMSE KÖTÜYE KULLANMASIN: Anadilde eğitim ve yayın yasalaştı. Burada tek sorun, arkasında PKK'nın bulunduğu Kürtçe. PKK,HADEP ve diğerleri, sakın ola ki bu konuyu sömürmeye kalkışmasınlar. Aslında fazla sömürmeleri de mümkün olmaz; çünkü ‘‘yasak elma’’ ortadan kalktı.
7- İŞ BİTMEDİ: Meclis seçim sonrasında toplandığında, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını, bunlara asla af verilmeyeceğini mutlaka Anayasa'ya koymalıdır. Özellikle teröristler için bu zorunludur. Yarın öyle bir iktidar gelir ki, bu yasayı değiştirir. Anayasa ise zor değişir. Gelecek Meclis'e bu konularda çok önemli görevler düşüyor.
* * *
AB, önümüzdeki aralık ayında Türkiye ile ilgili kararını verecek. Bu kararda iki etken çok önemli.
1- Eğer 3 Kasım seçiminde dinci bir iktidar ya da koalisyon oluşursa, bu elbette ki Türkiye'nin aleyhine olacak. Arkasında Tayyip, Necmettin hocaefendi gibilerin bulunduğu bir iktidar, AB'ye bize karşı yeni bahaneler yaratacak.
2- Seçim öncesinde AB sömürüsü başlayacak. Pek çok parti ve siyasetçi, size bu konuda yalan söyleyecek. Sanki bu yasalar çıktı diye AB'ye giriyormuşuz havası verecek.
Kesinlikle inanmayın. En olumlu koşullar gerçekleşse, her şey Türkiye açısından düzgün gitse bile, 10-15 yıldan önce AB'ye girmemiz teknik olarak söz konusu değil.
Ama en ilginç (!) husus, bu yasaları çıkardığımız halde aralık ayında bizi yine reddetmeleri olacak. O zaman iş bir başka bahara kalacak. Her şey elimizde patlayacak. Hem nasihat almış, hem de eldeki bütün kozlarımızı yitirmiş olacağız. Yeniden birbirimize gireceğiz.
AB seçim öncesinde iç siyaset malzemesi olacak. Bu konuda yapılacak tantanaya, söylenecek yalanlara kulaklarımızı tıkayalım. Meclis'in önüne saat dikip toplumu aldatmaya kalkışan yalakalara gülüp geçelim.
SONUÇ: Meclis önemli bir adım attı, Türkiye AB konusunda önemli kozlar elde etti. Ufukta bir umut oluştu. Hepsi o kadar.
Ötesine kanmayın. Karşınıza başka yalanlarla çıkacakların oyununa düşmeyin. Şimdi top AB'de. Sonucu bekleyelim, hep birlikte görelim.