Paylaş
Bakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün yürütücülüğünde, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından yapılan araştırmanın sonuçları, 30 Aralık 2014’te Ankara’da açıklandı.
Ancak bu toplantıya gazeteciler alınmadı, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Murat Tuncer, bakanlıkla ortak olarak aldıkları bu kararın nedenini “Çünkü soru almak istemiyoruz” şeklinde özetledi.
Her gün 1-3 kadının en yakınları tarafından öldürüldüğü Türkiye’de bu denli önem taşıyan bu araştırma, henüz Bakanlık web sitesinde de yayınlanmadı, geçtiğimiz günlerde CNN TÜRK’te canlı yayına çıkan Bakan Ayşenur İslam, orada da sözünü etmedi.
Dolayısıyla kafalarda soru işaretleri oluştu: Neden?
Araştırmanın, 2008’den bu yana kadına yönelik şiddet konusunda herhangi bir gelişme yaşanmadığını ortaya çıkarmasından mı?
Şiddeti önlemek için yapılan çalışmalarda uygulama sorunları yaşandığını göstermesinden mi?
Kadınları koruma kararlarını alan uygulayıcıların bile yasayı bilmediğini saptamasından mı?
Özet raporun içinde en az birkaç kez, hükümetin hoşlanmadığı “toplumsal cinsiyet eşitliği” kavramının geçmesinden, Türkiye’de kadına yönelik şiddet konusunun 1980’li yılların sonunda kadın hareketi tarafından gündeme getirildiğinin belirtilmesinden mi?
Devletin kendi yaptığı araştırmada bile “şiddet mağduru kadınların bu mücadelede yalnız olduğunun” gözlenmesinden mi? Çözüm önerilerinde “bu konuda çalışan uzman kadın kuruluşlarıyla işbirliği yapılmasının” yer alması mı?
Bakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürü, araştırma sonuçlarını ne zaman yayınlanacağı sorumuza cevap vermediği için bu sorular şu an cevapsız.
Ancak özet raporunu edindiğimiz Araştırma, kadına şiddet konusunda Türkiye’nin şu an içinde bulunduğu durumu, net bir şekilde gözler önüne seriyor. (Gazete sayfasına sığmadı doğal olarak, daha ayrıntılı halini aşağıda bulabilirsiniz.)
KADINA ŞİDDETİN ORANI ALTI YILDIR AYNI: YÜZDE 38
DÖRT KADINDAN BİRİ ÇOCUK YAŞTA EVLENDİRİLİİYOR
Erken yaşta evlenen daha çok cinsel şiddet görüyor
DUYGUSAL ŞİDDET ORANI DAHA DA FAZLA: YÜZDE 50
STALKING/ISRARLI TAKİP İLK KEZ ARAŞTIRMADA
Takip eden yabancı, ölümle tehdit eden eş
Bu araştırmayla Türkiye genelinde ilk kez stalking/ısrarlı takip konusunda da veri toplandı. Sonuçlara göre, her 10 kadından 3’e yakını, hayatında en az bir kez bu şiddet türüne maruz kaldığını söyledi. En yaygın ısrarlı takip biçimleri de şöyle sıralandı: Telefonla arama (Yüzde 19), kısa mesaj, mektup ya da e-posta gönderme (Yüzde 8), sosyal medya aracılığıyla takip etme (Yüzde 6), ev ya da işe gelerek rahatsız etme (Yüzde 6). Sık rastlanan ısrarlı takip eylemlerinin failleri daha çok yabancılar. Ancak ölüm ve zarar verme tehdidi içeren ısrarlı takip biçimlerinin failleri, daha çok eski eşler ve birlikte olunan erkekler.
CİNSEL İSTİSMAR YÜZDE 9
Ama aile içindeki araştırmada yok
Kadınların yüzde 9’u çocukluk döneminde (15 yaşından önce) cinsel istismara maruz kalıyor. Bunun yüzde 29’u baba, üvey baba, erkek kardeş, abi, dede, amca ve dayı dışında kalan erkek akrabalardan, yüzde 38’i yabancılardan, yüzde 15’i komşulardan geliyor. Araştırma, Türkiye’de çok yaygın olan baba, erkek kardeş, dede, amca gibi birinci dereceden kan bağı olan kişilerin cinsel istismarından nedense söz etmiyor.
YÜZDE 35’İNİN OKUMASI, YÜZDE 10’UNUN ÇALIŞMASI ENGELLENİYOR
Araştırma kapsamına alınan bir diğer yeni konu da kadınların eşleri dışındaki kişiler tarafından eğitim ve çalışma konusunda engellenmesi. Üçte biri eğitiminin engellendiğini, 10’da biri ise 15 yaşından sonra çalışma yaşamına katılmasına izin verilmediğini ya da işten çıkarıldığını belirtiyor.
YÜZDE 60’I EN AZ 3 KEZ YARALANIYOR
Şiddet mağduru her 10 kadından 6’sı maruz kaldığı şiddet sonucu üç kez veya daha fazla sayıda yaralanıyor. Bu yaralanmaların yarıya yakını, tedavi gerektirecek düzeyde.
ŞİDDET GÖRENLER İNTİHARI 5 KAT DAHA ÇOK DÜŞÜNÜYOR
Fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalan kadınların üçte biri yaşamlarının herhangi bir döneminde intihar etmeyi düşünüyor. Bu oran şiddet mağduru olmadığını dile getiren kadınlardan beş kat daha fazla.
ŞİDDETİN ÇOCUKLARI VE ERKEKLERİ NASIL ETKİLİYOR
Erkek çocukların şiddete maruz kalması ya da annelerinin maruz kalmasına tanık olması, yetişkin olduklarında şiddet uygulama eğilimlerini artıran etkenler arasında. Tüm erkeklerin üçte biri, babası annesine şiddet uygulayan erkeklerin ise yarısı eşine şiddet uyguluyor.
DEVLETİN YAPTIĞI ARAŞTIRMA, KADINLARIN ŞİDDETLE MÜCADELEDE YALNIZ OLDUĞUNU SÖYLÜYOR!
Sadece yüzde 11’i şikayet ediyor
UYGULAMADA YAŞANAN SORUNLAR
Yine devletin yürüttüğü araştırma, şiddetle mücadele alanında uygulamada yaşanan sorunları şöyle sıralıyor:
KADINLAR HAKLARINI BİLMİYOR
Yüzde 80’den fazlası, evlilik yaşı, nikah türü ve mal paylaşımına ilişkin kanun maddelerini biliyor, buna karşılık yüzde 60’ı kadının çalışmak için eşinden izin almasının gerekmediğinden habersiz.
UYGULAYICILARI DA KORUMA KANUNUNU BİLMİYOR
Kadını ve aile bireylerini şiddetten koruyan kanunun, uygulayıcıları tarafından da tam olarak bilinmediği belirtilen araştırmada, yasa uygulayıcıları da dahil olmak üzere eğitim programlarına devam edilmesinin önemine değiniliyor.
KADIN CİNAYETLERİNE KARŞI ÖNLEM ÖNERİSİ
Araştırmanın öneriler bölümünde, şiddetin en ağır biçimine boşanan ya da eşinden ayrı yaşayan kadınların maruz kaldığını ve bu nedenle hayatını en fazla bu gruptaki kadınların kaybettiği belirtiliyor. Bu gruptaki kadınların ihtiyaçlarını öğrenmeyi hedefleyen araştırmaların yürütülmesi gerektiği belirtiliyor.
İŞTE O ERKEKLER
Araştırma, kadınların, evlilikleri ya da ilişkileri devam etsin ya da etmesin, genellikle en yakınlarındaki erkekler tarafından şiddete maruz bırakıldığını gösteriyor. Bu erkekler eş, nişanlı, sözlü, erkek arkadaş başta olmak üzere baba, ağabey ve akrabalar biçiminde sıralanıyor.
ŞİDDET GÖREN KADIN MI AİLE Mİ?
Ülke genelinde, en geniş örneklemli ikinci araştırma olan çalışma, 78 şehirde 11.247 kişiyle; 7.462 kadınla yüz yüze görüşülerek yapıldı.
Bakanlık Müsteşarı Nesrin Çelik, kadına yönelik şiddet araştırmasının açıklandığı toplantıda, “Avrupa’daki modern, hatta ultra modern ailelerin formunun bozulmasından” bahsetti.
Araştırmanın gizli kalmasının asıl nedeni bu cümlede gizli olmasın.
*** ARAŞTIRMAYA GÖRE YAPILMASI GEREKENLER
Paylaş