Paylaş
2014 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri D Grubunda hesap, spor yorumcularına “Kafanızı karıştırmak istemiyorum sayın seyirciler” dedirtecek biçimde karıştıysa sebebi bellidir.
Arapsaçı hesap şu biçimde: Türkiye Hollanda’yı yenerse en yakın rakip Romanya’nın Estonya maçında beş fark yapmaması beklenecek. Türkiye’nin Hollanda’ya attığı farkın 4 fazlasını Romanya atarsa gülen taraf onlar olacak. İş, Romanya ile averaj eşitliğine kalırsa yine Romanya gülecek. Türkiye, Hollanda ile berabere kalırsa Romanya’nın Estonya karşısındaki her türlü beraberliği Türkiye’ye yarayacak. Ama bu kez de Macaristan’ın Andorra karşısında oynayacağı maç beklenecek. Macaristan, Türkiye’nin berabere kalması halinde Andorra’yı 9'dan fazla farklı yenerse ikinciliğe ortak olacak. Türkiye, Hollanda’ya yenilirse, Romanya'nın Estonya karşısında alacağı her türlü puan, Türkiye’yi ikincilikten edecek. Türkiye Hollanda’ya yenilirse, Romanya'nın da mağlup olması beklenecek. Macaristan’ın ise Andorra’ya 9 fark atmaması için dua edilecek!
Bu arada bir de, FIFA dünya sıralamasında ilk 8’deki takımların kura çekiminde seri başı olması durumu var. Anlamı şudur: Hollanda, FIFA klasmanında ilk 7’nin içinde yer almaya çalışacağından alacağı her puanı çok önemseyecek.
Fatih Terim, bu akşam oynanacak Hollanda maçına ilişkin yaptığı basın toplantısında “Eğer kaybedersek ‘galiptir bu yolda mağlup’ diyeceğiz” demiş. Bir yanlış anlama var herhalde. Bu söz, elden gelen her şeyin yapıldığı, her türlü emeğin verildiği, canın dişe takıldığı, ama buna rağmen kaybedilen durumlar için kullanılır. Çok hak edilen ama elde edilemeyen başarılar için kullanılır. Ya da mağlubiyetin kaybetmek demek olmadığı haller için. Terim öncesi Milli Takım’ın durumu için ortada böyle bir şey yokken, bu söz sadece, artık kimsenin yemek istemediği “haysiyetli yenilgi”, “şerefli beraberlik” ya da “ezilmeden yenilmek” soslu yemekleri hatırlatıyor.
Terim’in “Gönlümüzde Brezilya biletini aldık…” cümlesine de katılmak aynı sebeplerle olanaklı görünmüyor. Yine Terim öncesine, eleme maçlarının geneline bakıldığında Türkiye, “Gönüllerin Brezilya yolcusu” olmaktan çok uzak değil miydi? E artık saha dışı unsurların ya da dış mihrakların suçlandığı günler geride kaldığından, o toplara da kimse girmiyor çok şükür.
Hasılı, play-off hesapları çok karışık ama ortada. İşleri bu hale getirenler belli, bu başarısızlık için federasyondan başlayarak futbolculara kadar uzanan bir skalada sorumluluk dağıtmak mümkün.Terim öncesi dönemde, Milli Takım sorumlularının Dünya Kupası elemeleri boyunca, ellerinden gelen her şeyi yaptıkları düşünülüyorsa, gönül rahatlığıyla kendilerini bu yolda galip sayacaklarsa, diyecek lafım yok, o da ayrı.
Fatih Terim’in açıklamaları içinden birine ise katılmamak elde değil: “Abdullah Hoca ve ekibi en güzel sonuçları aldılar. Biz buradaysak onların aldıkları sonuçlar sonunda oldu” demiş. Hakikaten, Abdullah Avcı o sonuçları almasaydı Fatih Terim orada olmazdı.
Yazarın son yazıları |
#12 Ekim 2013 Üşümeyelim diye
#08 Ekim 2013 Altı tam puan İlhan Mansız’ın
#05 Ekim 2013 Milli profesyonellik
#01 Ekim 2013 Üç büyüklerin sonuncusu
#28 Eylül 2013 Kabile şefini nasıl seçer?
Paylaş