ALMANYA’da yayınlanan Bild gazetesi, Yunanistan’a hitaben, “Bize olan borçlarınızı ödemek için adaları satın” diye başlık atmış.
Yunan halkı da buna çok bozulmuş. Bu haberi dün gazetemizin ekonomi sayfasında ayrıntılarıyla okuduk. Haklılar; bir millete “vatan toprakları satarak dış borçlarını öde” demek ağır bir laftır. Herkes buna tahammül edemez. Bunun yerine mesela “adalarınızı özelleştirin” deselerdi kimse buna karşı çıkmayacaktı. Hatta Yunanistan’ın liberal aydınları ve banka ekonomistleri şöyle makaleler yazacaktı: Ne var yani? Adalarımızı 49 veya 99 yıllığına, Yunan Özelleştirme İdaresi’nden kiralayan Alman şirketleri, adaları römorkörlerle çekip başka ülkelere mi götürdü? İşte adalar durduğu yerde duruyor. Üzerinde de Yunan bayrağı dalgalanıyor. Bu makaleleri okuyan sade vatandaş da şöyle düşünecekti. Bunları yazanlar doğru söylüyorlar vallahi. Adalarımız durduğu yerde duruyor. Bayrağımız da gönderde nazlı, nazlı dalgalanıyor. Şu geri kafalı Yunan ulusalcıları, borçlarımıza takla attırtan özelleştirme projelerine niçin karşı çıkıyor ki, anlamıyoruz. Üstelik bu özelleştirmeler sayesinde şu ahir ömrümüzü keyifli bir şekilde sürebileceğiz. Di mi yani? * * * Hayatta istediğin sonucu elde etmek için, pek de makbul olmayan şeyler yapman gerekiyorsa, yap. Ama eylemine koyduğun ismi seçerken çok dikkatli ol. Mesela açılım filan de. İnsanları içine düşürdüğün durumdan utandırma. Birilerinin oyunu bozmasına izin verme. Atalarımız bu gibi karışık durumları suhuletle idare etmenin yolunu “öpersin aldırmaz, bir öpücük ver dersin, kaldırmaz” diyerek çok güzel göstermiştir. * * * Son verilere göre milli gelirinin yüzde 13’ü kadar “dış açık” (cari işlem açığı) veren Yunanistan’ın, bütçe açıkları da yine milli gelirinin yüzde 13’üne eşittir. Demek ki, Yunanistan bütçe açığını dışarıdan borçlanarak finanse ediyor. Kısaca Yunanistan el atıyla sefa sürüyor. Şimdi attan in diyorlar. Yunanistan’ın kök sorunu, bütçe açıklarının ve kamu borçlarının milli gelire oranının yüksek olması değildir. Bunlar da ekonomik istikrarı bozan şeylerdir. Kötüdür, yanlıştır. Ama esas sorun, bunları dışarıdan borçlanarak finanse etmiş olmalarıdır. Japonya’nın kamu borçlarının milli gelire oranı, yıllardır bütçe açığı verdiği için (bütçe fazlası varsa, kamu borcu artmaz, azalır) Yunanistan’dan yüksektir. Ama Japonya’nın cari işlem fazlası vardır. Japonya’nın kamu borcunu döndürmek için hiçbir ülkeden para istemesi gerekmez. Yunanistan da eğer, bütçe açığı vermekle birlikte “cari fazla” verseydi, Almanlar da onlara “Adalarını sat” diyemezdi. Farkı, fark edin lütfen. Son Söz: Teşhiste hata, tedaviyi başarısız kılar.