Yüksek faiz brokoli deÄŸildir

GAZETELERDE yazılarını okuduğumuz sağlıklı yaşam uzmanı hekimler, en sık "ne yemeliyim, ne yememeliyim" sorusuyla karşılaşıyor. Bu uzmanların, ne yemeliyim sorusuna verdikleri cevaplarda her zaman yer alan bir bitki var. Adı: Brokoli. Anlaşılan brokoli denen tatsız tuzsuz sebzenin, sağlık problemi ne olursa olsun herkese çok faydası var. Üstelik hiçbir yan etkisi de yok.

Haberin Devamı

* * *

Bizim saÄŸlıklı ekonomi doktorlarımız da, iktisadi hayatı düzenleme veya krize girmeme veya krizden çıkma babında "ne yapmalı" sorusuna hiç tereddüt etmeden, yüksek faiz uygulanmalı tavsiyesinde bulunuyorlar. Yüksek faiz maalesef, brokoli gibi hiçbir yan etkisi olmayan faydalı bir nebat deÄŸildir. Enflasyonla mücadele gerekçesiyle, son altı yedi yıldır kesintisiz uygulanan "Türk Lirasına yüksek, dövize düşük faiz" politikası, bırakın her derde deva olmayı, bizatihi hastalık sebebi olmuÅŸtur. Yüksek faiz, ülkeye döviz cinsinden borç para girmesine, Türk Lirası’nın aşırı deÄŸerlenmesine, cari açığın artmasına, sonra da kendi yarattığı cari açık yüzünden dış borç ihtiyacının daha da artmasına neden olmuÅŸtur. Bu tam bir kısır döngü, hatta giderek cari açığı büyüttüğü için kısır bir sarmaldır. Yaratılan faiz rantıyla, 1- Kamudan, özel sektöre; 2- Fakirden, zengine ve 3- Yurt içinden, yurt dışına gelir transfer edilmiÅŸtir. Bu sonuçlar, ekonominin kimyasını bozmuÅŸtur. Kaynak tahsisi çarpıklıkları ve sürdürülemez bir büyüme modeli yaratmıştır. Bünye, kırılganlaÅŸmıştır. Cari açık, bir ekonomik kriz karşısında alınması gerekli "piyasaları geniÅŸletici önlemleri" sınırlayan bir manevra alanı kısıdı yaratmıştır.Â

* * *

Asaf Savaş hoca, Vatan gazetesindeki köşesinde yayımlanan "IMF ile Anlaşma" başlıklı yazısında ülkedeki "IMF lobisinin" çok güçlü olduğunu, IMF ile anlaşma yapılması için (herhalde hükümet üzerinde) "Mahalle Baskısı" yaratıldığını söylüyor. Bu tutuma karşı çıkıyor. Güvendiğim kaleler birer, birer düşüyor diye yakındıktan sonra, "son umudum Ege Cansen hangi cephede yer alacak çok merak ediyorum" diyor. Benim duruşum şudur. Ekonomide birinci öncelik IMF ile anlaşmak değildir. IMF ile bir anlaşma yapılabilir. Bu mutlaka kötüdür denemez. Birinci öncelik, ülke ekonomisini "IMF’ye muhtaç olmayacak" hale getirmeyi stratejik hedef yapmaktır. Kısaca cari açığı küçültüp, dış borca bağımlılığa son vermek şarttır. IMF ile anlaşma yapılırsa bu hedefe mi yürünecek yoksa "cari açık-dış borç-IMF kapısına düşme" döngüsüne geri mi dönülecektir?" Ayrıca, krizden çıkmak için "büyüme ağırlıklı" bir politikaya ihtiyaç olduğunu vurgulamak istiyorum. Çünkü ekonomimizin sağlığı, bütçe dengesine; bütçe dengesi, dolaylı vergilere; dolaylı vergiler de büyümeye dayanmaktadır.

Son Söz: Ekonomide küçülme, sorunları büyütür.

 

Yazarın Tüm Yazıları