BANA iktisadı sevdiren hocalarımın başında Sadun Aren gelir. Sadun hocanın özelliği ‘anlaşılır anlatma’dır. Onun uluslararası iktisatı anlatan meşhur bir ‘aşık oyunu’ hikayesi vardır.
Önce bu hikayeyi nakledecek, sonra da ‘dünya ekonomisi nasıl değişiyor’ sorusuna bu hikayeden kalkarak cevap bulmaya çalışacağım. Aşık oyunu nedir diye merak edenlere küçük bir açıklama yapayım. Aşık, koyun ve danada bulunan, avuç içine sığacak büyüklükte prizmatik bir kemiktir. Altı yüzü vardır. Yere atılınca bu yüzlerden biri üzerinde durur. Genellikle geniş yüzeyi üzerine düşer. En zoru, aşığı dik durdurmaktır. Buna ‘cuk oturtmak’ denir. Aşığı yan yüzünde durduran, ortaya konan aşıkları (parayı) alır. Cuk oturtan, malı götürür. Aşık oynamak, Anadolu kasabalarında oğlan çocukların sevdiği ‘biraz beceri isteyen bir şans oyunu’dur. Eğer oyunculardan biri ustaysa, herkesi üter. O zaman da oyun biter. Halbuki oyun oynamanın zevki, oyuna devam edip, rakibini yenmektir. Aşıkların hepsini kazanan çocuk, kaybedenlere ‘borç’ aşık verir. Onları yine üter. Sonra, biraz daha ‘borç’ verir. Böylece, borçlunun borcu, alacaklının alacağı artmaya devam eder. Alacaklı, borçlular üzerinde bir hakimiyet kurar. Onları gerektikçe kullanır.
* * *
Uluslararası iktisat, yüksek teknoloji gerektiren sınai mallar üreten ‘gelişmiş’ ülkelerle, tarımsal ürün, ham madde veya düşük teknolojiyle üretilen sınai mallar satan ‘az gelişmiş’ ülkeler arasında cereyan eden bir aşık oyunudur. (Daha doğrusu böyleydi) Gelişmiş ülkeler, kendi ürettikleri sınai malların fiyatlarına sürekli zam yapıp, az gelişmiş ülkelerin ürettiklerini yer yıl daha ucuza aldılar. Bu yüzden, sanayileşmemiş ülkeler sürekli ‘cari açık’ verdi. Dış borçları, arttı da arttı. Az gelişmiş ülkeler ‘dövisiz’ (aşıksız) kaldıkça, gelişmişler ‘cari açığınız yüksek, siz riskli ülkesiniz’ deyip yüksek faizle ödünç ‘döviz’ (aşık) verdi. Oyun bu minval üzere sürdü gitti. Ta ki, Japonya bu oyunu bozana kadar. Japonya’nın arkasından diğer Pasifik ülkeleri de yüksek teknolojili sanayi malı ihracatçısı oldu. Daha da önemlisi ‘cari açık vermemeyi’ ekonomilerinin ilkesi yaptılar. Eski aşık oyunu bitti. Parası ‘döviz’ olmayan ülkeler cari işlem fazlası verirken, ‘Dünya Para Birimi’ doları tedavüle çıkaran ABD, açık vermeye başladı. Eskiden, cari açık veren garibanlar piyasadan dolar ‘talep’ ederken, şimdi cari açık veren kalantor ABD, dünyaya dolar ‘arz’ etmeye başladı. Böylece dolar bollandı. Yakında Euro’da bollanacak. Dolar bolluğu, doların değerini de düşürdü. Her tür dövizin de faizi düştü. Böylece bizim gibi dolar borçlusu ülker Çin min sayesinde köşeyi döndü. Onlar erdi muratlarına, biz çıktık kerevetine. Gökten üç elma düştü. Biri, bu yazıyı okuyana, ikincisi bana, üçüncüsü Maliye Bakanı’na