Yeni Osmanlılık

ABDULLAH Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte, Türkiye’de ikinci defa "İkinci Cumhuriyet" kurulmuş oldu. Birinci "İkinci Cumhuriyet" 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra kurulmuştu.

Dolayısıyla şimdi ikinci defa "İkinci Cumhuriyet" kurulmuş oluyor. 27 Mayıs 1960 darbesinin, darbecilerinden menkul adı "inkılap" idi. O zamanlar Türkçe’de inkılap ve ihtilal diye iki ayrı sözcük vardı. 27 Mayıs darbesine, ihtilal değil de inkılap denmesinin gerekçesi şuydu. Darbecilere göre, 1950’den beri iktidarda bulunan Demokrat Parti, 1923’te kurulan inkılapçı (devrimci) cumhuriyetin altını oyuyordu. Bu gidişe dur demek için inkılap yapılmıştı. Yani, kurulan ikinci cumhuriyet aslında "cumhuriyet"in ikinci defa kurulmasıydı. Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesiyle kuruluşu tamamlandı denen yeni "ikinci cumhuriyet" ise, bunun tam tersidir. Yani 1923 tarihli birinci cumhuriyetin sona ermesidir. Bu değişimin doğru adı, "İkinci Osmanlı" olmalıdır. Zaten son zamanlarda yeniden pazarlanan ikinci cumhuriyet deyiminin bir diğer adı da "Yeni Osmanlılık"tır. Bu kavramların şampiyonları da AKP’liler değil, asker sırtından sol darbe beklerken, 1971 ve 1980’de iki defa yoldaşlarının ihanetine uğrayan bazı Marksist aydınlardır. Eskiden "ihtilalci", günümüzde ise "gazeteci-yazar" olan bu arkadaşlar, kendilerine acı çektirenlerden o kadar derin bir şekilde nefret ediyorlar ki, Türkiye’ye Taliban rejimi gelse razılar. Bir hayli karmaşık birkaç konuyu harmanlayıp kendimce özetledim. Perdeyi yıkıp, viran eyledikse, affola.

* * *

İkinci Erdoğan hükümeti programının, iktisadi şifresini çözmeye çalışırken, birden kafamda bir ampul yandı. Metne göz gezdirirken, ben bu filmi daha önce görmüştüm dedim. Bilindiği gibi "cumhuriyetçiler" dış borçtan çok korkar; Osmanlılar ise dış borca bayılırdı. Osmanlı’nın son döneminde izlenen iktisat politikasının o devirdeki mizahi adı "Fantazya kıtır, fülüs mafiş"tir. Anlamı, iktidardakilerin kafasında "proje çok, para yok"tur. Peki, Osmanlı bu durum karşısında ne yapmıştır? Dışarıdan borç almıştır. Borçları ödeyemeyince, vergi toplama işini yabancılara bırakmıştır. Eh bu yeni hükümet de koyulaştırılmış "Yeni Osmanlı" olacağına göre, onların da kafası aynı şekilde çalışacaktır. Eldeki hükümet programı, kamu gelirlerinin azalmasını, yatırımların ve sosyal harcamaların artmasını öngörmektedir. Çözümsüz gibi duran bu mali denklemin çözümü vardır tabii. Bu, daha fazla kamu malı satışı (yanlış olarak bunlara özelleştirme deniyor) ve esas itibariyle dışarıdan daha fazla borç almaktır. Aynen eski Osmanlılarının yaptığını, şimdi yeni Osmanlılar yapacaktır.

* * *

Türkiye’nin dış borçları AKP’nin iktidara geldiği yıl olan 2002’nin sonunda 130 milyar dolardı. (2001 yılının sonunda ise 114 milyar dolardı.) Bugün dış borç toplamı 245 milyar dolardır. Beş yılda, dış borçlar kaba olarak iki katına çıkmıştır. Aynı politika izlenmeye devam edeceğine göre beş yıl sonra, dış borç toplamı yaklaşık 500 milyar dolar olacak demektir. Buna ilaveten kamu malları da yabancılara satılacaktır. Bu suretle mali dengeler sağlanacak, beş yıl sonra kişi başına milli gelir 10 000 dolar olacaktır.

Son Söz: Hepimiz Osmanlıyız.
Yazarın Tüm Yazıları