Paylaş
Dünkü Hürriyet'in ekonomi sayfasında birinci haber ‘‘Maliye'den Tekel'e haciz’’ idi. Alınan bilgilere göre, Tekel'in 1997 yılından beri ödenmemiş vergi borçları 1.2 katrilyon liraya ulaşmış. Bu durum Maliye'nin canına tak dedirtmiş. Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü, Tekel İdaresi'ne karşı haciz işlemi başlatması için İstanbul Defterdarlığı'na talimat vermiş.
* * *
İsterseniz bu kara mizah olayı deşelim. Deşelim de bu haberin gerisinde ve derininde ne korkunç bir ‘‘siyaset’’ anlayışının yattığını anlayalım. Hazır seçimlerden yeni çıkılmış ve yeni bir hükümet kurulması çalışmalarına henüz başlanmamış iken şu acayip olayın ne anlama geldiğini anlayalım.
Tekel, bilindiği gibi iki işlevli bir kamu kuruluşudur. Birinci işlevi, ‘‘sigara ve içki imal ve ithal eden bir sanayi ve ticaret şirketi’’ olarak çalışmaktır. İkinci işlevi ise ‘‘devlet adına dolaylı vergi toplamak’’tır. Tekelin işletmeci bir şirket olarak çalışmasının sebebi, aslında ikinci işlevinin ağırlıklı oluşudur. Tekel'in ‘‘tek-el’’liği, yani içki ve sigara üretiminde inhisar (monopol) sahibi olması, iktisadi açıdan tamamen gereksizdir. Nitekim bu özelliği kalkmıştır. Geçmişte Tekel'e monopol olma imtiyazı verilmesinin sebebi ‘‘devlete muntazam gelir sağlaması’’ içindir. Dünyanın hemen hemen tüm devletlerinin çok önemli iki gelir kaynağı vardır. Bunlardan birincisi ‘‘içki ve sigara’’dan, ikincisi ise ‘‘petrol ürünlerinden’’ dolaylı vergi almaktır. Türkiye'de de bu böyledir.
Demek ki; ‘‘Tekel’’ bir bakıma Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü'nün bir alt veya yan örgütüdür. Şimdi nasıl oluyor da Maliye Bakanlığı, Tekel'e, yani kendi kendine haciz yollamak gibi komik bir duruma düşüyor? Sebebi şu: Bilindiği üzere, bundan bir süre önce ‘‘devlet ürünlerine zam yapmayarak, enflasyonu düşürme’’ projesi yürürlüğe konmuştu. Bu projenin yükü de bir yerde Tekel'e yıkılmıştı. İçki ve sigaraya, son haftaya gelinceye kadar yaklaşık 10 aydır zam yapılmadı. Bu süre zarfında Tekel, zararına mal satmaya mahkûm edildi. O da ayakta kalmanın çaresini ‘‘topladığı vergileri yatırmamakta’’ buldu. Şimdi anlaşıldı mı, ‘‘enflasyonun düşmesinde, kamu sektörü üstüne düşen vazifeyi yaptı; sıra şimdi özel sektörde’’ palavrasının nasıl bir kandırmaca olduğu.
* * *
Lafı bu noktada uzatmak istemiyorum. İnşallah, kendi kendine haciz yollayan devlet sadece bizde yoktur. Cereyan eden bu saçmalıkların gerisindeki sakat düşünce, ‘‘devlet ürünlerinin fiyatlarına zam yapmayarak enflasyonu düşürme’’ teşebbüsüdür. Aslında bu tür düşünce sadece yanlış değil, aynı zamanda çok zararlıdır. Nitekim, kamu açıkları arttıkça vergilere yüklenilmiş, vergilere yüklenildikçe ‘‘iç talep daralmış’’, bu yüzden ekonomi krize girmiş, kriz dış borç kapılarını kapatmış ve iç borç faizlerini patlatmıştır. Patlayan faizler yüzünden reel sektörde kriz daha da derinleşmiştir. Bir palavradan enflasyon düşürme kandırmacası, Maliye'yi, Tekel'in gelirlerine haciz koyma kertesine getirmiştir.
SON SÖZ: Yanlışın aması olmaz.
Paylaş