Ücretler mi düşmeli kurlar mı artmalı

TÜRKİYE’yi ve Türkleri yakından tanıyan IMF’nin baş iktisatçılarından profesör Anne Krueger, geçenlerde ülkemize geldi.

Hükümete, izlenmesi gereken iktisadi stratejiler hakkında tavsiyelerde bulundu. Bu tavsiyelerden biri de kısaca "ücretlerin indirilmesi" idi. Profesör Krueger, böylesi sevimsiz bir tavsiyeyi acaba niçin yaptı? Şüphe yok ki, bir bilim insanı olarak, inandığı doğruyu söyledi. Bu tedbirin ülkemiz ekonomisinin hayrına olacağını düşündüğü için böyle konuştu. Hiç kimse, düşman kazanmak istemez. Her kurum, sevimli olmak ister. IMF’nin de buna çok ihtiyacı var. Olaya sadece halkla ilişkiler açısından baksaydı, Krueger böyle bir öneriyle Türk kamuoyu önüne çıkmazdı herhalde. Ama o bir bilim insanı olarak acı gerçeği söylemeyi yeğledi. Bu bakımdan kendisi kutlanmalıdır.

* * *

Krueger, ücretler düşürülürse, istihdam artar demektedir. Demek ki, ücretler ve döviz fiyatları bu düzeyde iken, istihdamın artmayacağını öngörmektedir. Halbuki, iktisadi politikanın beş temel hedefinden biri de istihdamı arttırmaktır. Bir iktisatçı olarak, bu sorunu gözardı etmesi mümkün değildir. Ziyaret etttiği ülkenin en önemli derdi olan işsizlik hakkında da bazı tavsiyelerde bulunmak istemiştir. Belki de kendisine bu soru hükümet üyelerince yöneltilmiştir. O da bu açıklamayı yapmaya mecbur kalmıştır. Yani durup dururken, ücretleri düşürün dememiştir. Kendisine istihdam nasıl artar diye soru gelince, düz iktisat mantığı ile "ücretler düşünce" demiştir. Haklıdır.

* * *

Peki ücretler düşünce istihdam nasıl artacaktır? Bir şirket içinde teşekkül eden maliyetin (katma değerin) dört unsuru vardır. Bunlar sırasıyla 1. ücret, 2. faiz, 3. kira ve 4. kárdır. Amortisman dahil edilirse, buna "brüt katma değer", edilmezse "net katma değer" denir. Net katma değer maliyeti içinde, ücretin payı yüzde 60-70 arasındadır. Firmaların katma değer maliyetlerini düşürmek için, ücretleri düşürmekten daha etkili bir yol yoktur. Katma değer maliyeti düşünce, sanayi şirketleri iç pazara mal satarken, ithal malları karşısında maliyet avantajı elde edecektir. Fiyatları düşürse bile zarar etmeyecektir. Hakeza bugünkü döviz kuru seviyesinde, dış pazarlara satış yaparken kár edemezken, ihraç fiyatlarını döviz cinsinden değiştirmese bile, düşük katma değer maliyetiyle kára geçecektir. Bu sebeple daha fazla sipariş alacak ve üretimini arttıracaktır. Üretim artışı da ilave işgücü ihtiyacı doğuracaktır. İstihdam artacaktır.

* * *

Tıpatıp aynı sonuç, döviz kurları arttırarak da sağlanır. Öyleyse sorunun doğru sorulma biçimi şudur: İstihdamı arttırmak için, kurları mı arttıralım, yoksa ücretleri mi düşürelim? Çünkü, ücretleri bu düzeyde tutarken kurları arttırmak matematik olarak aynı kapıya çıkar. İki strateji arasındaki fark, milli gelirin dağılımında kendisini gösterir. Pek tabii bir de hangi stratejinin, siyaseten daha kolay uygulanabilir olduğu meselesi var.

Son Söz: Yan tesirini hesaba katmazsan, her illetin çaresi vardır.
Yazarın Tüm Yazıları