Türk’ün uygarlıkla sınavı

“Kentsel Dönüşüm” Türklerin, Osmanlı’nın kuruluşundan beri giriştiği en büyük medenileşme projesidir. Yüz tane Boğaziçi köprüsü inşa etmekten daha önemli ve zordur. Hatırlamakta fayda var.

Haberin Devamı

Medeniyet kelimesi, “Medine”den türemiştir. Medine, kent (şehir); medeniyet de “kentlilik” demektir. Uygur’ların, göçebelikten vazgeçip yerleşik yaşama geçen ilk Türk boyu oldukları söylenir. Bu nedenle “medeniyet” karşılığı olarak “uygarlık” sözcüğü seçilmiştir. Türkler, tarihleri boyunca bir çok zor işi başarmıştır. Ama hiçbir dönemde “medeni bir şehir” kurabilmiş değildir. Halen adı olan kentlerimizin hepsi Yunan-Roma mirasından arda kalanlardır. Atatürk, kentleşme meselesinin “muasır medeniyet seviyesine” ulaşmak için ne kadar yaşamsal olduğunun farkındaydı. Ankara’nın “yoktan var edilen ilk şehir” olması onun dönemine rastlar. 1950-1960 yılları arasında Başbakanlık yapan Adnan Menderes, İstanbul’da “bulvarlar” açarak kentsel dönüşüm gerçekleştirmeye çalışmıştır. Onun “Türkiye bir şantiye olacak” talimatı halen yürürlüktedir. İnşallah şimdiki kentsel dönüşüm, arsa rantı talanına dönüşmez. Böylece Türkler, Dünyaya uygarlık yolunda örnek olurlar. 

Haberin Devamı

TÜRKİYE’NİN KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ

Türkiye’nin giriştiği “kentsel dönüşüm” projesinin aynısı Batı’da yoktur. ABD’de kentli orta sınıfın, kent dışındaki bahçeli evlere taşınması sonucu çöken şehir merkezlerinin ihyası veya II. Dünya Harbi sonrası harabeye dönen Avrupa kentlerinin yeniden inşası için geliştirilen “Kent Yenileme” (Urban Renewal-Urban Development) projeleri ile bizim kentsel dönüşümüz esastan farklıdır. ABD’de ve Avrupa’da dönüşüm yapılan kentlerde köklü bir “kent kültürü” vardı. Eksik olan fiziki yapılanmaydı. Bizim dönüşüme uğrayacak kentlerimizde ise kent kültürü değil, köy kültürü vardır. Çünkü 1950’lerde Türk halkının yüzde 75’i köyde, yüzde 25’i kentte oturuyordu. Bugün bu oranlar terse dönmüştür. Bizim sorunumuz, “büyük köyler” halinde kuralsız olarak inşa edilmiş şehirlerimizi yenilemek değil “kente dönüştürmek” tir. Bu projenin kültürel, iktisadi, sosyal ve hukuki sorunlarını çözmek, işin mimari ve mühendislik yönünü tasarlamaktan çok daha zordur.

LOJMAN YIKMAKLA KENTSEL DÖNÜŞÜM!

Önemli her konunun içini boşaltıp onu bir “siyasi propaganda” şovu haline getirmek maalesef hüner sayılmaktadır. Kentsel dönüşümü başlatıyoruz deyip, bahçe içinde mimari açıdan düzgün, fenni usullere göre inşa edilmiş askeri veya sivil lojmanları, temellerine bomba yerleştirip yıkmanın kentsel dönüşümle hiçbir ilgisi yoktur. Bu olsa, olsa kindarlığın bir tezahürü olabilir. Şehirlerimiz birbirinden mendebur binalardan teşekkül etmiş mahallelerle doludur. Kentsel dönüşümde ciddi ve samimi isek, önce projenin önündeki hukuki ve iktisadi engelleri kaldıralım ve yıkıma en kötülerden başlayalım.
Son Söz: En büyük günahlar, en kutsal amaçlar için işlenir.  

Yazarın Tüm Yazıları