SAYIN Süreyya Serdengeçti’nin Merkez Bankası başkanlığı, dün akşam itibariyle sona erdi. Serdengeçti, popüler ekonomi tarihimize "enflasyonu yenen kişi" olarak geçecek. Bu, her iktisatçıya nasip olmayacak kadar büyük bir şereftir. Kendisini başarılarından dolayı kutluyor ve ülkeye sunduğu hizmetleri için teşekkür ediyorum.
* * *
Bundan otuz yıl kadar önce, hazır çorba üretmek için faaliyete geçen bir şirketin yönetiminde görev almıştım. Üretilecek çorbaların reçetelerini hazırlayan İsviçreli ahçıbaşı, eğer pişirdiğiniz yemek lezzetsiz olmuşsa, onu müşteriye beğendirmek için ya tuzluya, ya tatlıya, ya ekşiye, ya acıya çaldırın; yağ ilave etmeyi de unutmayın derdi. Her yazı, bir yemektir. Bunu, okurun zevk alarak yiyip yutması için, içine birşeyler katmak gerek. Türkiye’nin en beğenilen yazarı Urfalı Bekir Coşkun usta olsam, içine bol acı koyardım. Ben bu yazının içine sadece biber değil, tuz, şeker, summak, nar ekşisi ne varsa koyacağım. Yağ miktarı değişmeyecek. Umarım okuldaşım Süreyya Bey de zevk alarak okur.
1. Süreyya Bey’i, İstanbul’a bekliyoruz. Kendisine Boğaz’a názır bir villada oturmasını tavsiye ederim. Ömür biter, İstanbul bitmez. İstanbul, şairin dediği gibi gözleri kapalı dinlenir; ama gözü açık yaşanır. Beş yıl önce, bankaları fona alınmanın kapısından dönen "sıfırı tüketmiş" bankacılar, bugün milyar dolarlarla beş taş oynuyor. Onları "sıfırdan, milyarder yapan" bir politikanın mimarına herhalde biraz "danışmanımız olun lütfen" jesti yapmaları gerekir.
2. Eskiden "az yaşa, çok yaşa; her bankaya lázım en az iki paşa" kuralı geçerliydi. Sonraları eski hazine müsteşarları ve merkez bankası başkanlarının yıldızı parladı. Süreyya Bey’in önüne pek çok göz kamaştırıcı teklif konacaktır. Herhalde bu yaşında emekli olup, hatıralarını yazmayacak. Tekliflerden birini veya ikisini seçecek.
3. Süreyya Bey’in alacağı tekliflerden biri de "köşe yazarlığı" olacaktır. Ayrıca konferans teklifleri yağacaktır. Vakıf üniversitelerinden birinde hocalık yapmaktan kaçamaz. Biraz başımı dinlerim diye düşünüyorsa, aldanıyor. Vallahi başını kaşıyacak zaman bulamayacaktır. Paraya ihtiyacı olmasa da, lütfen piyasayı düşürmesin. Bizim ekmeğimize engel olmasın.
Süreyya Bey, Merkez Bankası başkanı olup enflasyon canavarını yenmeden önce, merkez bankasında herhalde başkandan sonra gelen şahsiyetti. Aklıma şu soru takılıyor: Anlaşılan Süreyya Bey’de enflasyonu yenecek bilgi, beceri ve irade vardı. Peki niçin bunları Sayın Gazi Erçel’in hizmetine sunmadı. Niçin Gazi Erçel, popüler iktisat tarihimize, "2001 krizini çıkartan merkez bankası başkanı" olarak geçti. Üstelik kendisi, krizden iki ay önce Avrupalı uzmanlar tarafından "yılın merkez bankacısı" ünvanına láyık görülmüştü. Gazi Bey, "bırak, kader utansın."