Paylaş
Al başına belayı. Beyanlarıyla, iş áleminin görüşlerini yansıttıkları kabul edilen iki kuruluş TÜSİAD ile Odalar Birliği, iş álemini ilgilendiren çok önemli bir konuda tam anlamıyla ters düştü. TÜSİAD, vergi kanunlarında yer alan ‘‘nereden buldun?’’ maddesinin ‘‘kalmasını’’, Odalar Birliği ise ‘‘kalkmasını’’ istiyor. Odalar Birliği, kanunen teşekkül etmiş, yarı resmi bir kuruluştur. Üyeleri arasında TÜSİAD mensupları da vardır. Buna mukabil TÜSİAD, sadece ‘‘seçmece işadamlarının’’ üye olduğu, sesi büyük, kendisi küçük bir dernektir. TÜSİAD'çılar, nereden buldun diye sorulmazsa, sanayi ve ticarette ‘‘haksız rekabet’’ sürer gider, sorulursa, ‘‘kayıt dışı çalışanlarla’’, ‘‘kayıt içi çalışanlar’’ arasındaki haksız rekabet, giderek yerini adil rekabete bırakır diyorlar. Ayrıca açıktan para kazananlar, bir gün kendilerine ‘‘nereden buldun?’’ diye Maliye'den soru gelebileceğini düşünerek, vergilerini öder, işçilerini ve işlerini kayıt içine alır, bu da hem devlet gelirlerini artırır, hem de Sosyal Sigortalar Sistemi'nin iflastan kurtulmasına yardım eder diye düşünmekteler. Malum, eğer devlet vergi toplayamaz, üstüne Sosyal Sigortalar da zora girerse, enflasyon durmaz, enflasyon ise iş hayatını zorlaştıran, başlı başına bir ekonomik beladır demekteler. Yerden göğe kadar haklılar.
* * *
Odalar Birliği ise, gelmiş geçmiş en sert Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'in geçen sene ‘‘savulun maliye geliyor!’’ edasıyla yürürlüğe koyduğu vergi kanunu değişikliklerine, başta ‘‘nereden buldun?’’ olmak üzere karşı çıkıyor. Odalar Birliği de haklı. Bugün iş áleminin karşısında öyle bir vergi belası var ki, getirdiği gerek parasal, gerek işlem yüküyle adeta işadamını eziyor. Bu ülkede yaşayan bizler çok iyi biliriz: Türkiye'de yürürlükte bulunan kanunlara göre, suçsuz insan yoktur. Kanunlar, özellikle vergi kanunları o şekilde hazırlanır ki, Devlet (Maliye) isterse, benim diyenin bile canına okur. Peki bunu yapar mı? Çoğu kez yapmaz; yapamaz. Çünkü hem haksızlık ettiğini bilir, hem de vakti yoktur. Onun yerine gitgide ağırlaşan mevzuat geliştirir. Hapisle tehdit eder, mükellefi korkutur ve sindirir. Esnaflaşmış memura ‘‘ekmek kapısı açar’’. Evvelki gün bu konuyu konuşurken, çok titiz bir eski hesap uzmanı arkadaşım, ‘‘vergi dairesine bir mükellef olarak gidiyorum, benim bile içime bir ürküntü geliyor’’ dedi. Hayret ettim.
* * *
‘‘Nereden buldun?’’ maddesi kalkmamalıdır. Ama evindeki eski halıyı satan bir kimsenin de ‘‘bu halının alış fiyatı ile satış fiyatı arasındaki farktan, TEFE'ye göre hesaplanacak enflasyon payını düştükten sonra, kalan kazancı beyan etme mükellefiyeti’’ olmamalıdır. Gelir vergisi stopajından enflasyon payı düşülmemelidir. İşletmeler vergilerini, enflasyon muhasebesine göre hesap edebilmelidir. Daha bir sürü maddede hayatı zindan eden ‘‘engizisyon fiskal’’ (vergi işkencesi) ve ‘‘hiper fiskalite’’ (vergi humması) son bulmalıdır.
SON SÖZ: Keskin maliye bakanı, hazineye zarar verir.
Paylaş