Sermayeyi ithal emeği ihraç et (II)

GEÇEN çarşamba, yukarıdaki başlıkla bir yazı yazdım. Bu yazıda, Türkiye’de uzun süre uygulanan "devletçi" makro iktisat politikasından, nasıl bugünkü "kapitalist" paradigmaya gelindiğini kısaca anlattım.

Yazının son paragrafında, "sermayeyi ithal-emeği ihraç et" formülünün, gerçekten Türkiye’nin iktisadi kalkınmasını sağlayıp sağlamayacağına dair zihnimde bir soru olduğunu belirttim. Bu yazıda o soruyu açacağım. Sorulara geçmeden önce bir hususa değineceğim. Kime ve neye mal olduğu bir an dahi düşünülmeden, enflasyonla mücadelede alternatifsizlik içine düşmüş insanların çaresizliği içinde, kör bir inatla sürdürülmekte olan "yüksek faiz-düşük kur" adlı para politikası, hem başarısızlıkla sonuçlanan dünkü, hem de bugünkü iktisat politikalarının temelini teşkil etmektedir. TL’nin değerini yüksek tutmanın, devletin itibarı gereği olduğu, resmi iktisatçıların, 150 yıldır değişmeyen "batıl" inancıdır. İşte bu batıl inaç yüzünden, itibarlı(?) hale gelen Türk Lirası’ndan 6 sıfır atılmıştır.

* * *

Ekonomide verimin ve verimliliğin, kaynakların en yüksek getiriyi elde ettiği yerlere gitmesiyle sağlandığını kabul ediyoruz. Bunun için de, üretim faktörlerinin (kısaca emek ve sermayenin) kısıtlama olmaksızın yer değiştirebilmesi gereklidir. Böylece "büyük kümenin yarattığı katma değer" maksimuma çıkacaktır. Bir an için büyük kümenin "AB artı Türkiye" olduğunu varsayalım. Şimdi sonuçları irdeleye başlayalım.

1. Büyük kümede yaratılacak katma değerin azamiye çıkacak olması, bir alt küme olan Türkiye’de yaratılan katma değerin de (milli gelirin) azamiye çıkacağının garantisi midir ?

2. Yukarıdaki soruya cevap verirken, yabancı şirketlerin uluslararası operasyonlarda uyguladığı transfer fiyatlandırmalarını, (girdileri pahalı satıp, ürünü ucuza almak gibi), kár transferlerini, zımni ve açık faiz bindirmelerini, know-how bedelleri, merkezi yönetimin masraflarına katılma payı gibi ödemeleri de hesaba katmak şarttır.

3. İhraç edilen emek, yani yurtdışında çalışanlar, sonsuza kadar anavatanlarına para yollamaya devam edecek midir?

4. Misafir işçi statüsünde yurtdışında çalışmaya gidenler, bir süre sonra gittikleri ülkenin "daimi işgücüne" katılıp, oranın ucuz emek kaynağı haline gelerek, anavatandan o ülkeye yapılabilecek ihracatı engeller hale gelebilirler mi?

5. Yurtdışına ihraç edilen işçilerin, hem yaşadıkları ülkeye uyum gösterememesi, hem de geri dönme cesaretini kaybedip, o ülkede "mutsuz ve umutsuz" garibanlar haline düşmesinin, göçmen işçiyi alan ve yollayan ülkeler için sosyal ve siyasal maliyeti yok mudur?

6. Nüfusu 3-5 milyon arasında değişen küçük ülkelerin, emek ihraç ederek, işsizlik sorunlarını hafifletmelerinin mümkün olduğunu kabul edelim. Nüfusu 70 milyonu geçmiş bir ülkenin, işsizlik sorununu bu yolla çözmesi mümkün müdür? Mesela Çin, böyle yapabilir miydi?

7. Yabancı sermaye girişleri, döviz kurlarını düşürürse, ihracata, istihdama ve büyümeye köstek olmaz mı?

Son Söz: Yabancı sermayenin hayırlısı, istihdam yaratanıdır.
Yazarın Tüm Yazıları