Paylaş
Aniden sekiz anlaşma imzalandı. En önemlisi TL ile yuan kardeş (?) oldu. Bu arada aklıma geldi, biz de her önümüze gelenle stratejik ortak oluyoruz. Endişem, diğer stratejik ortaklarımızdan mesela ABD ve AB, bu “kuma getirme” işine bozulmalarıdır. Neyse!
* * *
1. Avrupa’da, Çin Başbakanına çıkışıldı. İhracatınızı yüksek tutmak için, Çin para birimi yuanın değerini kasten düşük tutuyorsunuz. Bu da küresel dengesizlikler yaratıyor; paranızın değerini arttırın ki Avrupa Birliği ülkeleri, size daha çok ihracat yapabilsin. Aramızdaki dış ticaret açığı kapansın dediler. Çin Başbakanı ise paralarının değerini arttırma baskılara boyun eğmeyeceklerini söyledi.
2. Çin Başbakanı ile Türkiye’de yapılan görüşmelerde bu konuya değinildiğine dair hiç haber duymadık. Halbuki Çin’e karşı oransal olarak en yüksek ticaret açığı veren ülkelerden biriyiz. Nitekim 2009 yılında, Çin’den 12.7 milyar dolarlık ithalat yaptık. Karşılığında Çin’e sadece 1.6 milyar dolarlık mal ihraç ettik.
3. Görüşmelerden sonra ortaya “TL ile Yuan Kardeşliği” gibi bir laf atıldı. Dendiğine göre artık Çin ile Türkiye arasında yapılan ticarette Amerikan Doları (veya Euro) devreden çıkarılacak, bunun yerine TL ve yuan kullanılacakmış. Giderek değerlenmesi gereken Yuan ile giderek değer kaybetmesi gereken TL nasıl kardeş olacaktır, hâlâ anlamış değilim.
4. Benim anlamamam önemli değil. Ama bu “para kardeşliği” Türkiye’nin Çin’e olan ihracatını arttırmaz; olsa, olsa ithalatını arttırır.
5. Bir süre önce Rusya ile ticarette ruble ve TL kullanılacak, dolar aradan çıkacak üfürmesi üzerine teknik bir yazı yazmıştım. TC. Merkez Bankası, kur garantisi verip “görev zararı” yüklenmeyi kabul etmezse bu yöntemin çalışmayacağını söylemiştim. Dediklerim aynen çıktı. Sistem çalışmadı.
6. Eğer Çin, Türkiye’ye sattığı malların parasını TL olarak alacaksa, mesela 2010 yılında Çin Merkez Bankası’nda, tahmini ticaret açığınız kadar, yani yaklaşık 22 milyar TL birikecektir. Bizim Merkez Bankamızda ise tek bir yuan olmayacaktır. Yani ticaret fiilen “TL” ile yapılır olacaktır.
7. Ellerindeki TL rezervlerini değerlendirmek isteyen Çinliler, kuvvetle muhtemel biriken TL’leri, anında dolar veya Euro’ya çevirecektir. Ayvaz kasap hep bir hesap; bu “doların devreden çıktığı anlamına” gelmez. İkinci ihtimal, Çinliler ellerindeki TL ile doğrudan Türk tahvillerine yatırım yapacaktır. Bunun anlamı da Türkiye’ye daha fazla sıcak para gelmesidir. Herhalde bizim amacımız da budur.
8. Türk ekonomisi şeker (döviz) hastasıdır. Yani bünyesine ihtiyacından fazla döviz girmektedir. Hâlâ canının döviz çekmesi, her gördüğü baklava tepsisine yumulması, hastalığının nişanesi olsa gerek.
9. Bir itirafta bulunacağım: Aslında ortada anlaşılmayacak bir şey yok. Ama ben onaylamadığım için anlamıyorum diyorum. Hükümet açık, açık söylüyor: “İktisadi politikamız, cari işlem açığına dayalı bir büyümedir.”
* * *
100 milyar dolarlık yeni özelleştirme projelerinin gerekçesi de budur. Olaya bu pencereden bakınca ortada bir tutarsızlık gözükmüyor.
Son Söz: Maksada hizmet eden her önlem, iktisadidir.
Paylaş