CUMHURBAŞKANIMIZ Gül ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Medvedev, Rusya ile Türkiye arasında yapılacak dış ticarette Ruble ve Türk Lirası kullanılmasında görüş birliğine varmışlar. Bir süredir bu anlaşmaya ümit bağlayan Türk ihracatçıları bu habere çok sevinmiş. Fazla sevinmesinler.
* * *
Bu haber beni geriye götürdü. 1980 öncesinde ithalat ve ihracatta çok sıkıntı vardı. İhracat kársız olduğu, ithalat da döviz bulunamadığı için gelişmiyordu. Dış ticaretin yeterince büyümemesi, milli gelir büyümesini de kısıtlıyordu. Bu tıkanıklığın sebebi "sabit kur rejimi" altında uygulanan "ucuz döviz" politikasıydı. Türk ekonomisinin canına okumuş bu politikanın adı "Türk Parasının Değerini Koruma" idi. Ne yani? Ulusal paramızın değerini korumayacak mıydık deniyordu. Ekonomimizin geri kalmışlıktan ve içe dönüklükten kurtulamamasının sebebi bu deli gömleğidir. Bu batıl inanç hálá geçerlidir. Ben o tarihlerde Koç Holding’de Sanayi İşleri Koordinatörü unvanıyla çalışıyordum. Görevlerimden biri de Sosyalist Blok tabir edilen Rusya’nın liderliğini yaptığı COMECON (Sosyalist Ortak Pazarı) ülkeleriyle ticareti arttırmaktı. 1978’de "TL ile İthalat, TL ile İhracat" fikrini ortaya attım. Amacım döviz kurlarının piyasada belirlenmesini sağlamaktı. Ankara’da bunu savundum. Basında beyanatlarım yer aldı. Tabii TL’nin değerini koruma duvarını yıkamadık. Bu uzun bir hikáyedir. 1983’te Hürriyet’te yayınlanan ilk makalemin başlığı "Sosyalist Ülkelerle Ticareti Arttırmak" idi.
* * *
O güne göre şartlar çok değişti. Halen, hem Türkiye’de hem de Rusya’da dalgalı kur rejimi ve sermaye hareketleri serbestliği geçerlidir. Bu ortamda Ruble veya TL ile dış ticaret yapmak anlamsızdır. Yapılırsa, bundan birileri fena para çarpar veya fena çarpılır. Sonunda fatura devlete çıkar. Şimdi kısaca yapılmaması gereken bu işin, nasıl yapılabileceğini anlatayım.
1. Öncelikle TL ile Ruble arasında belli bir süre sabit tutulacak bir kur belirlenmelidir.
2. İkinci olarak, Ruble ve TL ile ticareti yapılacak mallar listesi oluşturulmalıdır. Bu malların reeksportu yasaklanmalıdır. Fiyatı Dünya piyasalarında belirlenen emtianın bu kabil "ikili" anlaşmalarla dış ticaretinin yapılması suiistimal yaratır.
3. Üçüncüsü, T.C. Merkez Bankası ile Rusya Merkez Bankası arasında bir "Clearing" (Dönem içinde ödemeleri yapan ve dönem sonunda Ruble veya TL bakiyelerini tasfiye eden temizleme hesabı) anlaşması yapılmalıdır.
4. İkili ticaret anlaşmaları sonunda "takas"a dönüşür. Bir Rus-Türk Takas ortaklığı kurulmalıdır. Takasta miktar ve fiyatlar aynı anda belirlenmelidir.
Son Söz: Denize düşen yılana sarılır; yılan da onu sokar.