İNGİLİZCE'de ‘‘Tanımları tartışmak beyhudedir.’’ (It is futile to discuss definitions) diye bir deyim vardır. Bu deyim, tanımlar tartışılmaz demek değildir.
Sadece, bir fikri tartışmadan önce tanımlarda mutabık kalmak şarttır demektir. Eğer belli bir fikri savunmak için makale yazan kişi, kullandığı kavramların tanımını yapmadan argümanlarını sıralamaya başlarsa, okurla aynı planda buluşamaz. Bu da ortaya bir sağırlar dialogu çıkartabilir. Bugün işleyeceğim konunun dayandığı kavram, ekonomik sistemlerin ne işe yaradığıdır. Ekonomik sistemler, kaynakların en verimli şekilde tahsis edilmesini sağlamaya yarar. Bilinen iki sistem vardır. Biri merkezi planlama diğeri serbest pazardır. Uygulama da ise, daha çok bu iki sistemin karmasına rastlanır. Pek tabii karmanın sonsuz çeşiti olabilir. Hocam Tinbergen'nin dediği gibi ‘‘iktisatta siyah, beyaz yoktur; grinin tonları vardır.’’ Türkiye'de uzun yıllar 'karma ekonomi' resmi sistemdi. 1980'den sonra, bu sistemden söylem ve eylem olarak gitgide vazgeçildi. Artık ‘‘kaynak tahsisi meselelerimize’’ serbet pazar ekonomisinin mantığı içinde çözümler geliştirmeye çalışıyoruz.
* * *
Serbest pazar ekonomisinin en önemli kurumu Merkez Bankası (MB) dir. MB, serbest pazar sistemin en serbest kurumu olmalıdır. Zaten, MB'si serbest olmayan bir ülkede, serbest pazar ekonomisi var denemez. Bugünlerin sıcak konusu ‘‘faizlerin düşürülmesi ve dövizin yükseltilmesi.’’ Bu da tam MB'nin işi. Birinci soru şu: Acaba, bu konuda MB ne yapmalı? İkinci soru: Acaba hükümet veya başka kuruluşlar, MB'nin ne yapması gerektiği konusunda kendi düşüncelerini kamuoyuna açıklamalı mı? Üçüncüsü: Bu kabil ‘‘dışarıdan gazel okumalar’’ MB'nin serbestliğine yani özerkliğine gölge düşürür mü? Dördüncüsü ise: Böyle bir gölge düşerse, bundan ekonomimiz zarar görür mü? Kaynaklar yanlış mı tahsis edilir?
* * *
Serbest pazar ekonomisinde, hiç bir karar alıcıya (ekonomi aktörüne), hukuk kuralları içinde kaldığı sürece, dışarıdan müdahale edilmez. Mesela, hiç bir resmi kurum, yatırım yapan girişimciye, o yatırım yanlıştır, yapma diyemez. Çünkü inanılır ki, bir girişimciden daha fazla onun çıkarını kollamak mümkün değildir. Eğer girişimci, yanlış karar almışsa, ziyan edecektir. Dolayısıyla serbest pazar ekonomisinde, bağımsız ekonomi aktörlerinin yanlış kararları yüzünden kişisel ve ulusal kaynakların ziyan edilmesi ihtimali hep vardır. Yani serbet pazar ekonomilerinde 'düzeltici tedbir' daima belli bir gecikmeyle gelir. Bu, serbest pazar ekonomisinin zayıf yönüdür. Ancak yaşanan tecrübeler göstermiştir ki; devletçe yapılan müdahaleler, bundan da fazla kaynak kaybı yaratmaktadır.
* * *
Şimdi aynı mantıkla, merkez bankası da hata yapacaksa yapacaktır, ona kimse karışmasın veya dışarıdan gazel okunmasın denebilir mi? Bence denemez. Ekonomi aktörleri fikirlerini açıklamalıdır. Bu açıklamalar da MB için değerlendirilmesi gereken birer ‘‘beklenti’’ verisidir. Unutulmasın 2001 krizini, dalgalı kura geçişi erteleyen ve fahiş faize meydan veren özerk MB çıkarmıştır. MB yandaşları ise, faiz döviz işi bu kadar çok mıncıklandıkça, MB başkanının asabı bozulmakta ve karar alamamaktadır; hepimiz için en az risk, MB'nin işine karışmamaktır demekteler.
Son Söz: Kötü cerrahın alternatifi, tabii ki kasap değildir.