CUMARTESİ günkü yazımda, gazetelerde yer alan, ABD devletinin krizden çıkmak için yeni hesapla 8 (eskisi 5) trilyon dolar harcama yapacağı ifadesinin yanıltıcı olduğunu yazmıştım.
Ne ABD ne de diğer ülkeler, böylesi paralar harcamaz, harcayamaz demiştim. Bu bağlamda kullanılan "harcama" veya "kesenin ağzını açma" ibarelerinin herkesin anladığı "para harcama" anlamına gelmediğini somut örneklerle anlatmıştım. Bilhassa, bu kabil harcamaları, savaş harcamalarıyla kıyaslamanın mümkün olmadığını söylemiştim. Krizden çıkmak için yapılacak harcamalar, tüketim veya yatırım harcamaları değil "transfer" harcamalarıdır. Mesela bir babanın oğluna verdiği harçlık, babanın yaptığı bir tüketim veya yatırım harcaması değildir. Sadece bir transferdir, yani aktarmadır. Transfer harcamasının tüketime mi, yoksa yatırıma mı gideceği, yoksa hiç sarf edilmeyip, tasarrufa mı ayrıldığını anlamak için, alanın (oğlun) hareketlerini bir süre izlemek gerekir. Devlet harcamalarının, modern kapitalist ekonomilerde birinci işlevi, mal veya hizmet üretmek veya tüketmek değildir. Üretimi şirketler, tüketimi hane halkı yapacaktır. Devlet harcamasının esas işlevleri: 1) Ekonomiyi yönlendirmek ve 2) Milli geliri veya "milli serveti" vatandaşlar arasında yeniden dağıtmaktır. Daha da önemlisi bu kabil transferler, geçmiş yılların değil, gelecek yılların gelirleriyle ilgilendirir. Zaten her karar, yarına aittir. Çünkü dünü değiştirmek esasen mümkün değildir.
* * *
Geçen hafta sonunda Bahçeşehir Üniversite’nin tertiplediği bir bilgi şölenine katıldım. Columbia Üniversitesinden üç iktisat profesörü, Nobel ödüllü Robert Mundell, Arvid Lukauskas ve Francisco Rivera-Batiz, yaşanmakta olan dünya krizini anlattılar. Mundell’in sunumu iki bölümdü. Birinci bölümde krizin "hikáyesini" dinledik. O kısmı anlatmasa da olurdu. İkinci bölümde krizlerin ve özellikle bu krizin kuramsal tahliline yaptı. Vitaminli bilgiler buradaydı. Ertesi gün kendisiyle bir saate yakın konuştum. Fikirlerini biraz daha iyi anlamaya çalıştım. Dikkat ettim, Mundell, tam anlamadan hiçbir soruyu yanıtlamıyor. Önce soruyu, karşı sorularla netleştiriyor, sonra yanıtlıyor. Bazını da hiç yanıtlamıyor. Mundell’den bazı saptamalar aktarmak istiyorum.
1. Para, herhangi bir mal değildir. Paranın fiyatının (kurların) "piyasa fiyatı" yoktur. Çünkü her para biriminin arkasında tekelci bir Merkez Bankası vardır.
2. Dalgalı kur sistemi, istikrarsızlık kaynağıdır.