Palavra kriz bitti

BİLİYORSUNUZ bir kısmımız her gün ekonomi haberleriyle kalkıyor, ekonomi haberleriyle yatıyor.

Ekonomi haberi denen de “neyin fiyatı düştü, neyin fiyatı arttı” muhabbeti. Kendine göre spekülatif kazanç peşinde koşan insanlar da, her Allahın günü, keşke satsaydım şimdi daha ucuza alırdım veya keşke alsaydım şimdi pahalıya satardım diye ömürlerini törpüleyip duruyor. Bu haberleri verenlere “indi-çıktı ekonomicileri” deniyor. Bu tür haberlerin tüketicileri olduğu sürece, üreticileri de bunları piyasa sürmekten hiç bıkmayacaktır. Eee, ne de olsa ekmek parası kazanmak gerekir. Son tahlilde hepimiz birer “satıcı” değil miyiz?
TASARRUF EDEREK ZENGİN OLUNAMAZ
İndi?çıktı ekonomicilerinin ve müşterilerinin bayıldığı şey, kriz hikâyeleridir. Çünkü her kriz, kendi zenginini yaratır. Krizi önceden gören ve ona pozisyon alan, kısa zamanda çok kazanç sağlar. Zaten; beş, beş biriktirerek zengin olunamayacağını herkes bilir. Kısa zamanda köşeyi dönmek isteyen fakirin gözü arsada, orta halli hallinin gözü borsadadır. Zenginin gözü ise hem borsada hem arsadadır. İkisinde de izler ve sonunda mutlaka parsayı kapar.
ABD UÇURUMUN EŞİĞİNDEN DÖNDÜ
Son günlerin en çok satan kriz masalı, Amerikan Federal Devleti’nin hemen hiçbir ülkede olmayan, “borç tavanına” ulaşmasıydı. Tavan yükseltilmezse ABD, “sıfırı tükettim” diyecek, memur maaşlarını, müteahhit alacaklarını ve tahvilleri ödeyemeyecekti. İşin aslı ise, son 8 yılda 4 trilyon dolar savaş harcaması yapan bir ülkenin yeni başkanı Obama’nın zenginlerden daha fazla vergi almak istemesi, zenginlerin hamisi muhalefetin, “vergi alma sosyal harcama kıs”, yani vergiyi düşük gelirlilerden al dayatmasıydı. Bundan kriz çıkmayacağını herkes biliyordu. Ama kriz çıkmayacağını söylemek kimsenin işine gelmiyordu. Ne demişler: Ben ekonomi haberine haber demem, eğer içinde kriz lafı geçmiyorsa. Amerikan devleti, dolar bulamadığı için batmazdı. Aslında hiçbir devlet, ulusal parası kalmadığı için batmaz. Çünkü devletlerin en büyük özelliği para basma yeteneklerinin olmasıdır. Ama döviz bulamazsa batar. Yunanistan, İrlanda, Portekiz, İspanya ve İtalya’nın durumu bunun ikisinin arasında bir yerdedir.
ABD-TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI
AB üyesi olup Euro sistemine dâhil olan ülkeler için Euro, hem ulusal para birimidir hem de yabancı sert paradır yani dövizdir. Onun için ne batabiliyorlar ne de çıkabiliyorlar.
ABD’de “başkan” hem cumhurbaşkanıdır hem de başbakandır. Ülkeyi dilediği gibi yönetir. Ama harcamalarını meclis denetler. Esasen icraat demek, para harcamak demektir. Amerika’da icraat yurt dışında savaşmak demektir. Onun için Amerikan başkanları sürekli yeni savaşlar çıkarır. Amerikan halkı da “Yavu! bu başkan ulusal çıkarlarımızı çok iyi savunuyor, dünyaya demokrasi götürüyor” der. Ama savaş pahalı olduğu için ara sıra “iç borç krizi çıkar” çıkar. Türkiye’de ise icraat inşaat demektir. Onun Türkiye’de başbakanlar sürekli inşaat projeleri geliştirirler. Halk da inşaatların yükseldiğini gördükçe “Yavu! bu iktidar da çok iyi çalışıyor” der. Para bitince de ara sıra “dış borç krizi” çıkar.
Son Söz: Borçlu devlet batmaz, benzi solar.
Yazarın Tüm Yazıları