GÜNEY Kıbrıs'ın Avrupa Birliği'ne katılması gündeme gelince, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ekonomisi giderek daha fazla konuşulmaya başlandı.
Güney Kıbrıs, Avrupa Birliği üyesi Yunanistan'ın uydu bir devletidir. Yunanistan'ın kişi başına milli geliri 12.000 dolar seviyesindedir. Güney Kıbrıs, özellikle himaye edildiği ve anavatanda olmayan kirli para ilişkilerine sahip olduğundan, Yunanistan'dan daha yüksek bir kişi başına milli gelire sahiptir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ise, kişi başına milli geliri (kriz yılları hariç) 3000 dolar seviyelerinde olan Türkiye'nin bir uydu devletidir. Özellikle himaye edildiği ve birtakım kirli para operasyonlarının icra edilmesine imkán sağlandığı için, kişi başına milli geliri Türkiye'den yüksektir. Özet olarak Yunanistan, Türkiye'den kişi başına kaç kat yüksek milli gelire sahipse, Güney Kıbrıs da Kuzey Kıbrıs'tan o kadar kat zengindir. Kıbrıs, sanki tek bir bütünmüş de, güneyi daha iyi yönetildiği için, kuzeyinden zengin hale gelmiş şeklinde yapılan yorumlar yanlıştır.
* * *
Termodinamik kanunlarına göre, farklı sıcaklıkta iki su birbirine karıştırılırsa, ortaya daha sıcak olanından soğuk, soğuk olandan daha sıcak yeni bir su kütlesi çıkar. Oluşan yeni kütlenin sıcaklığı, önceki iki kütlenin hacimleriyle orantılı olur. Kuzey Kıbrıs, Türkiye'nin entegral bir parçası olarak kaldıkça, burada kişi başına milli gelir Güney Kıbrıs'tan düşük olmaya devam edecektir. Bu, bu kadar yalın bir gerçektir.
* * *
Şimdi gelelim ekonominin bir başka kanununa. ‘‘Büyük ekonomiler, zenginlik yaratır.’’ Diğer bir deyişle, aynı gelişmişlik seviyesinde bulunan iki toplumdan, nüfusça büyük olanında kişi başına milli gelir seviyesi, nüfusça küçük olanından yüksek olur. Amerika Birleşik Devletleri'nin, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin, Comecon'un, NAFTA'nın, EFTA'nın, ESEA'nın, Avrupa Birliği'nin ve nihayet küreselleşmenin bilimsel gerekçesi budur. Küçük ülkelerin zenginleşmesinin tek bir yolu vardır. O da daha büyük ekonomilerle bütünleşmek, yani onlarla sıkı bir işbirliğine girişmektir. Kuzey Kıbrıs, küçük hatta çok küçük bir ekonomidir. Bu ölçekte bir ekonominin gelişmesi için Türkiye ile ticaret yapması yetmez. Mutlaka dünya ile doğrudan ilişki kurmalıdır. Ancak bu sayede zenginleşir. Gelgelelim, 1974 yılından beri Kuzey Kıbrıs, ekonomik ambargo altındadır. Limanlarına yabancı gemi yanaşamamakta, havaalanlarına yabancı uçak inememektedir. Dünya ülkeleri, bilinen sebeplerle, iktisadi olarak Kuzey Kıbrıs'ın boğazını sıkmaktadır. Sonra da bu ekonomi, bütün dünyayla mali, ticari, turistik ve sınai ilişkilere serbestçe girebilen bir Güney Kıbrıs ekonomisiyle kıyaslanmaktadır. Bu, adil değildir.
* * *
Son olarak bir başka gerçeğe daha değinmek istiyorum. Şurası bilinsin ki, gelecek yüzyıl içinde de Türkiye, Yunanistan'dan; Yunanistan İtalya'dan, İtalya Almanya'dan, Müslümanlar, Hıristiyanlardan, Katolikler Protestanlardan daha fakir olmaya devam edecektir. Bu işin kökü, çok derinlerdedir. Oruç tutmak da, kitap fuarı tertiplemek de çare değildir.
SON SÖZ: Sonuçları görmek, sebebini bilmek; sebebini bilmek, çaresini bulmak; çaresini bulmak meseleyi çözmek değildir.