Paylaş
Yasaya göre yurt içinde yerleşmiş ama yurt dışında “kayıt dışı” serveti olanlar, bu paralarını yurda getirirlerse, yüzde 2 gibi cüzi bir ceza ödeyerek servetlerini “kayıt içi” hale getirebilecekler. Bu suretle hem kriz teğet geçecek hem de iktisadi kalkınma hızlanacaktır. Yukarıda sözünü ettiğim yasanın resmi adı, pek tabii bu değil. Yasayı hazırlayanlar kendilerini kötü hissetmemek ve halkı uyutmak için buna “Varlık Barışı” adını uygun görmüşler. Yersen.
* * *
Amerika’da lisansüstü eğitimi görürken, keskin dilli bir hocadan iş hukuku dersi almıştım. Hoca, kanun adlarının, “halkla ilişkiler” uzmanları tarafından tasarlandığını ve genellikle yasanın amacını gizlemeye matuf olduğunu söylerdi. Onun dediğine göre, mesela işçilerin sendikal haklarını kısıtlayan Taft-Hardley kanunun resmi adı “Çalışma Hakkı Yasası” (Right To Work Law) idi. Nitekim yasanın adı ile amacı arasındaki tutarsızlığa tepki veren işçi sendikacıları bu kanuna derhal “Köle Emek” (Slave Labor) adını takmışlardı. Ben de hocamın öğrettiklerini hatırladım ve bir yıl içinde ikinci kez hazırlanan “Varlık Barışı” adlı yasaya bu sebeple “Kayıt İçiyle Mücadele” ismini münasip gördüm.
* * *
Türk ekonomisinde gelişmeyi hızlandırmak, kamu açıklarını kalıcı olarak düşürmek, hukuku üstün kılmak yani kanun hâkimiyeti tesis etmek ve ahlaklı davranışları yüceltmek için ticari faaliyetin “kayıt içine” alınması şarttır denir. Bunun için onlarca rapor yazılmıştır. “Yapısal Reformlar” denilen amentünün birinci maddesi budur. Şimdi soruyorum: Varlık Barışı yapıyoruz diye kayıt dışı servetleri kayıt içine almak, ticareti faaliyeti kayıt içine almayı ve mükelleflerin vergilerini tam olarak ödemeyi ilke edinmesini teşvik eder mi? Ben kendi cevabımı vereyim. Kesinlikle etmez. Bu kaçıncı vergi ve servet affıdır acaba? Bu aflar kayıt dışılığa çare olmuş olsaydı, bugün ne yurt içinde, ne de yurt dışında affedilecek servet bulunamazdı. Demek ki, vergi kaçakçılarını belli aralıklarla affetmek artık istisna değildir. Bu oyunun kuralıdır. Bir toplumun “kültürü” (değer yargıları, davranış biçimi, ahlakı, kafa yapısı, iş yapma modellerli, kanunları algılaması ve bunlara bağlı diğer dünyevi ve uhrevi işler ilmühaberi) işte böyle inşa edilir. Bu da yıllar alır.
* * *
Turgut Özal döneminde serpilen hayali ihracatçılık, bize sabah gelen paranın öğleden sonra dışarı çıktığını göstermişti. Şimdilerde “tek seferde 5 milyar dolar giriş” mertebesine ulaşan “indirmecilik” mesleği o zaman doğmuştu.
Son Söz: Kayıt dışından bir gelir, kayıt dışına iki gider.
Paylaş