CUMARTESİ günkü yazıda, Rusya’nın çok önemli siyasi şahsiyetlerinden biri olan Moskova Belediye Başkanı Lujkov’un bir kitabını tanıtmıştım.
Lujkov, "Rusya’nın üzerinde bir hayalet dolaşıyor; bu hayalet bir ihtilál ortamının oluştuğuna işaret ediyor" diye başladığı kitabında, başta petrol olmak üzere, doğal kaynaklarını ihraç ederek zenginleşen Rusya’da hüküm süren "sosyal sefaleti" anlatıyordu. Anlaşılan 1990’dan bu yana Rusya’da yerleştirilmeye çalışılan "kapitalist sistem", kendi mantığı icabı, bir yandan kapitalistler yaratırken, diğer yandan devletin dar gelirlilere sağladığı destekleri kaldırıyor. Kalkması öngörülen ve tedricen azaltılan destekler arasında, kira, ulaşım, ısınma ve hatta gıda subvansiyonları var. Lujkov, bu desteklerin kaldırılmasının mevcut sosyal sefaleti daha da kötüleştireceğini ileri sürüyor. Yazara göre, Rus devletinin máli gücü, bu destekleri sürdürmeye fazlasıyla yeterli.
*
Bir ülkenin milli geliri, büyük bir havuzda toplanan suya benzer. Çeşitli sektörlerde, kişiler, kurumlar ve kamu tarafından yaratılan katma değerler havuzu doldurur. Bu havuzdan dört (aslında beş) gelir dağılımı borusu çıkar. Bu borulardan akan sulara (gelire) sırasıyla, 1) ücret, 2) faiz, 3) kira,4) kár (ve de beşincisine rant) denir. Rantlar meselesini şimdilik bir tarafa koyalım. İktisatçılar bunlara faktör gelirleri der. Faiz, kira ve kár, sermaye gelirleridir. Ücret ise, emeğin karşılığıdır. Eğer bir ülkede "servet yani sermaye dağılımı eşitsizse, gelir dağılımı da eşitsiz olur." Gelir dağılımı adaletsizliği buradan doğar. Devletin vergi toplamadan bir amacı da, eğer milli gelir adaletsiz dağılmışsa, bunu "yeniden dağıtıma" tabi tutarak mevcut adaletsizliği hafifletmektir. Sosyal devlet buna denir
Rusya, bundan 15 yıl önce kimsenin "sermaye sahibi" (kapitalist) olmadığı bir ülkeydi. 1990’dan sonra siyasi ve mafyöz "rantlarla" kapitalist bir sınıf yaratıldı. Bu süreç, çok eşitsiz bir servet dağılımına sebep oldu. Bugün iktisaden gelişen Rusya’da, sosyal sefaletin sürmesinin gerisindeki neden budur. Bu çarpık servet dağılımınının benzerlerini, bütün eski sosyalist ülkelerde bulmak mümkündür. Bu sebeple Macaristan’da patlak veren huzursuzluk, sábık sosyalist blokta bir ilktir, ama son olmayacatır.
*
Son beş yılda "Dolarlar Amerika’dan, mallar Çin’den" formülüyle, tüm dünyada hem enflasyon düştü, hem de ekonomik büyüme sürdü. Türkiye, dünyaya yağan bu bereketli yağmurlardan çok istifade etti. Birkaç yıl önce, iflastan dönen bankalar milyar, TV’ler ve gazeteler yüz milyon dolarlara müşteri buldu. Hem de yurt dışından. Şirketlerimizin, arsalarımızın, arazilerimiz ve binalarımızın değeri misliyle arttı. Bu "kaymaklı kadayıfın" bir başka boyutu da, uygulanan yüksek reel faiz politikasıyla finansal servet artışlarının, gelir artışlarını geçmesidir. Şüphe yok ki, bir kısmımız için çok hareketli ve bereketli bir devredeyiz. İktisatçılar, konjonktür denilen "yedi yıl bolluk-yedi yıl kıtlık" hikayesiyle eğitilir, siz onlara bakmayın. Bazıları için, bolluk hiç bitmez.