Kapitalizm yıkılmaz

KAPİTALİZM yıkılmaz, çünkü böyle bir sistem inşa edilmemiştir. “Ahlak Felsefesi” profesörü Adam Smith’e (1723-1790) kapitalizmin kurucusu veya babası denmesi bir saygının ifadesidir.

Kapitalizm, medeniyetin gelişmesiyle birlikte vücut bulan, özel mülkiyete ve rekabete dayalı “Serbest Piyasa Ekonomisi”nin galat adıdır. Adam Smith de bu doğal sistemin, sanayileşmenin başladığı kendi çağında, milletlerin refahına nasıl daha fazla katkı yapabileceğinin yol ve yöntemlerini göstermiştir. O çağda bırakın “kapitalizmi” henüz “iktisadiyat” (economics) sözcüğü bile yoktu. Kapitalizm kelimesini resmen ilk defa Adam Smith’ten 100 yıl sonra sahneye çıkan komünizmin babası Karl Marx kullanmıştır. İçinde yaşadığımız ekonomik sisteme kapitalizm demek doğru değildir. En doğrusu belki de bu düzeni “Hür Girişim Sistemi” diye adlandırmaktır.
İKTİSAT, SOSYAL BİR BİLİMDİR
İktisat, sosyal bir bilimdir. Çünkü uğraş alanının içinde paradan ve diğer faktörlerden önce insan vardır. Hem birey, hem sosyal sınıf/küme, hem ulus, hem de uluslar arası toplum olarak insan davranışı bu sistemin işleyiş esasını teşkil eder. Tamahkârlık, aç gözlülük, yaşanmakta olan krizin kaynağıdır. Kalıcı çözüm de bu davranışları değiştirmekten geçecektir. İktisat, hayatın kendisidir. İktisat, altın, arsa, borsa, döviz kuru, faiz, merkez bankası, kâr, zarar, gibi sözcüklerle yan yana kullanılır. Cahiller ve aptallar idare ettiği için batan Amerikan ve Avrupa bankaları veya dahiler yönettiği için kârlılık rekorları kıran Türk bankaları gibi flaş haberlerde iktisat kelimesi sıkça geçer. Bu sebeplerle “iktisat eşittir para” özdeşliği doğmuştur. Ama yanlıştır. Çünkü her para hareketinin gerisinde o parayı hareketlendiren bir insan vardır.
KAPİTALİZM VE HUKUK
Kapitalist veya benim tercih ettiğim deyimiyle “Serbest Piyasa Sistemi” hür insanlardan kuruludur. Bu sistemde yaşayan, çalışan, tüketen, tasarruf eden, tasarrufunu yatıran veya nemalansın diye bankalara emanet eden insanlar, hür iradeleriyle hareket eder. Onlara kazandıkları paralarla ne yapacaklarını devlet emredemez.   Ancak devlet, bu hür ama yeterli bilgisi olmayan insanları kötü niyetli dolandırıcılardan veya iyi niyetli maceraperestlerden korumalıdır. Çünkü bu sistemde parasını birilerine (mesela bankalara) emanet etmekten başka makul seçeneği olmayan “masum” amatör vatandaşların karşısında, onlarla kıyaslanamayacak kadar çok piyasa bilgisi olan “cambaz”lar vardır. Vatandaşa 1982’deki banker krizinden sonra olduğu gibi “ne yapalım, kumar oynadın, kaybettin” denemez. Doğrudur, masum vatandaş biraz çakaldır. Cin olmadan adam çarpmaya, hırsızlık kazançlarından pay almaya eğilimlidir. Bunun böyle olması, onları dolandıranları, topladıkları mevduatı çok riskli işlere kredi diye veren banker bozuntusu bankacıları haklı kılmaz. Devlet kuracağı hukuk sitemi ile bu kabil, adına türev denilen “abidik gubidik” işlemleri yapılamaz hale getirmelidir. Hukuk, bireylerin girişimcilik ruhunu köreltmeyecek kadar esnek olmaya da mecburdur. Yoksa krize girmesi değil, batması kaçınılmaz Marxist ekonomi hortlar.
Son Söz: Emanet parayla, kumar oynanmaz.    
Yazarın Tüm Yazıları