Paylaş
Onlar Batı medeniyetini içine sindiremeyen ama Batı yandaşlarının yönettiği bir Türkiye istiyor. Batı medyasının takdirine mazhar olmak için de “bir milyon Ermeni’yi öldürdük” diye beyanat vermek yeter. Bazen yukarıda kaleme aldığım düşüncelerimden rahatsız oluyorum. Belki de yanılıyorum diyorum. Ama eksik olmasın mesela The Economist dergisi, öyle bir laf ediyor ki, beni dalmam muhtemel gaflet uykusundan hemen uyandırıyor.
* * *
10 Ekim tarihli nüshasında The Economist “Türkiye ile Ermenistan” arasında büyük ağabey ve ablaların gözetimi altında ve onların bastırmasıyla imzalan dostluk protokolünü anlattığı “yorumlu haber”inde şunları söylüyor:
1. 1915’de olanlar kesinlikle soykırımdır.
2. Ancak ortada Ermenilerin bir tazminat talep etmelerine yetecek somutlukta bir delil yoktur.
3. Protokolde 1915 olaylarının soykırım olup olmadığı, tarihçiler tarafından araştırılacaktır denmesi, soykırım gerçeğine gölge düşürebilir. Bu da tazminat
taleplerini zora sokabilir.
4. İmzalanan protokol, Amerika Birleşik Devletleri Millet Meclisi’nin, 1915 olaylarını soykırım olarak kabul ve ilan etmesini engellemeye yetmeyecektir.
5. Esas sorun Türklerin, kanlı geçmişlerinin hortlaklarından daha ne kadar zaman kaçmaya devam edecekleridir.
* * *
Ermeni Tehcirini, kırk yıldır irdeleyip duruyorum. Bu olayın çok büyük bir insanlık faciası olduğundan hiç kuşkum yok. Hesabı 1890’dan itibaren yapınca, facianın kurbanları arasında Ermeniler kadar olmasa bile onbinlerce Türkün bulunduğu da açıktır. Ermeni tehciri, ayrı bir devlet kurmak amacıyla Ermenilerin Osmanlı’ya karşı, onun düşmanlarıyla işbirliği yaparak isyan etmesi ve bu isyanın Osmanlı Devleti tarafından bastırılması sürecinin son perdesidir. Çok insan ölmüş veya yerinden yurdundan olmuştur. Ama ortada bir soykırım yoktur.
* * *
Ben arkadaşlarını Ermeni’ler arasından seçen bir Türk olarak soykırım tezini kabul edemem. Edersem, özel matematik hocam Jirayir ağabeyimin, yıllarca yurtta odamı paylaştığım Mıgırdıç’ın, arkadaşlarım Nişan’ın, Harutyan’ın, Mari’nin, Ani’nin kiracılarımız Ekmekçiyanların, Şahsuvaroğlu ailesinin yüzlerine bakamam.
Onlar da benim yüzüme bakmaz. Biz dostuz, akrabayız, arkadaşız. Katil veya maktul ailesinden gelmiyoruz. Atalarım kötüydü ama ben iyiyim diyemem.
Kabahat isyan çıkaran sizin atalarınızdaydı hiç diyemem. Üzülürüm kahrolurum ama Batı’nın papazları önünde diz çöküp, işlemediğim günah için af dileyemem. Taksiratımın bağışlamasını Allah’tan dilerim.
Son Söz: Kaşınan yara, iyileşmez.
Paylaş