BU yıl borsa rüzgarları erken esti. Pek tabii kış bu kadar yumuşak geçer, erik ağaçları şubat ayında çiçek açmaya başlarsa, para piyasalarında mayıs- haziranda beklenen dalgalanma da mart ayında başlar.
Kışın sıcak geçmesiyle borsaların dalgalanması arasında bir ilişki olduğunu sanmıyorum. Ama dünyada, ilgisiz gibi gözüken uzak olayların birbirini (çok zayıf ihtimalle dahi olsa) etkilediği bir vakıa. Ben de borsalarda cereyan eden beklenmedik hareketlere, her seferinde birbirinden ilginç açıklamalar bulan TV’lerin "indi-çıktı" yorumcularına özendim. Aklıma bu sıcak kış bahanesi geldi.
* * *
Size önce, yavaş yavaş sağlığına kavuşmakta olan değerli arkadaşım İbrahim Kavrakoğlu’nun, küreselleşmenin borsa hareketlerine olan etkisiyle ilgili "kahvevehane tepsisi" teorisini anlatmak istiyorum. İbrahim Hoca, akademik kariyeri itibarıyla makine mühendisliği profesörüdür. Boğaziçi Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği bölümü başkanlığını Erkut Yucaoğlu’ndan devraldıktan sonra, yönetim bilimlerine kaydı. Yönetim bilimlerinden sonra iktisada ilgi duymaya başladı. Hatta iktisat kitabı bile yazdı. İbrahim Hoca’nın teorisi şu. Üstten askılı bir kavehane tepsisine, içi çay dolu kırk bardak koyun. Taşınırken dökülmesin diye de çayı, bardağa koyarken, yarım santim kadar bir dudak payı bırakın. Garson, bu tepsiyi üçlü sapının üstündeki halkaya parmağını geçirip kaldırsın. Sonra tepsiyi sağa sola sallayarak, masalar arasında gezinip müşterilerine çaylarını dağıtsın. Görülecektir ki, bardaklardan tepsiye hiç çay dökülmeyecektir. Aynı kahvehane tepsisi, kenarları çepeçevre üç santim yukarı doğru kıvrılıp, derin tepsi haline getirilsin. Sonra bu derin tepsinin içine kırk bardak çay boca edilsin. Tepsinin içindeki çayın yüksekliği de tepsinin üst kenarının yarım santim altında kalsın. Garson, her zaman yaptığı gibi, parmağına taktığı tepsiyi sallayarak masaların arasında yürüsün. Görülecektir ki, çayın çoğu tepsinin dışına dökülecektir.
* * *
En akışkan üretim faktörü, paradır. Para, küreselleşme sayesinde hiçbir ulusal sınıra takılmadan yer değiştirebilme serbestliğine kavuştuğu için, mali piyasalardaki oynamaların dalga büyüklüğü artmaktadır. Pek tabii, kazanç ve kayıplar da artmaktadır. Demek ki küreselleşme, para hareketlerine duyarlı piyasalarda, akışkanlar dinamiği icabı daha hızlı ve daha büyük iniş çıkışlara yol açmaktadır. Buradan çıkarılacak sonuç şudur. Bir akışkanın, içinde bulunduğu kap sallandığında, sıvının dışarıya dökülmemesi için bırakılması gereken taşma payı (bardaktaki dudak payı) kabın çapı ile doğru orantılı olarak artırılmalıdır. Bu fizik kuralın iktisattaki izdüşümünün anlamı şudur: Sermaye hareketlerinde ulusal sınırlar ortadan kalktıkça, risklerin yaratacağı hasarlardan kaçınmak için bırakılması gereken emniyet payı, yani "spread" artmalıdır.
* * *
Küreselleşme ile birlikte gelen risklerin büyüklüğü, zaman zaman "küresel hareketlerin kısıtlanması" tezlerinin ortaya atılmasına sebep olmaktadır. Yani önce çayları bardaklara koyalım, içi çay dolu bu bardakları sonra tepsiye yarleştirelim denmektedir. Böylece hem daha küçük dudak payı (spread) bırakır, hem de garson çayı dökmeden tepsiyi sallayarak masalar arasında dolaşabilir. Tabii, bunun maliyeti de, aynı işi daha fazla yatırımla yapmak olur.