İşte strateji budur

ARALIK ayında Londra’da "Lawrence of Arabia" lákabıyla tarihe geçmiş bir İngiliz casusunun hayatını ve efsanesini anlatan bir sergi açılmıştı. Bu sergiyi ben de ziyaret etmiş ve intibalarımı anlatan iki yazı yazmıştım. Birinci yazının bir bölümünü aşağıda bulacaksınız.

* * *

Amerikan Genel Kurmay Başkanlığı, silahlı kuvvetlerin komuta kademesine, okumaları gereken 100 kitaplık bir liste yayınlamış. Bu listenin ikinci sırasında Lawrence’in "Aklın Yedi Sütunu" (Seven Pillars of Wisdom) adlı eseri yer alıyormuş. Beni esas şaşırtan, serginin girişindeki panoda, bu kitapta yer alan öğütlerin, Irak harbinin stratejisi olarak Amerikan başkomutanlığınca benimsendiğinin ilán edilmesiydi. Lawrence, 90 yıl önce şöyle demiş: "Kendi ellerinizle çok fazla birşey yapmaya kalkmayın. Sizin (İngiliz Ordusu’na sesleniyor) mükemmel bir şekilde yapabileceğiniz bir işi, Araplar’ın orta sevide yapması evládır. Bu, onların savaşıdır. Sizin burada bulunuşunuzun sebebi, onlara yardımdır. Savaşı, onlar için kazanamazsınız." Lawrence kitabında, Arap başkaldırısı karşısında bocalayan Türk silahlı kuvvetlerinin içine düştüğü bunalıma da işaret ediyor. "Zaman, isyancılardan yanadır. Ortadoğu’da ayaklanma bastırmak, insanın yüzüne gözüne bulaşan berbat bir iştir. Üstelik çok yavaş ilerler. Bu aynen, bıçakla çorba içmeye benzer". Amerika, Lawrence’in tavsiyesine uyarak Irak harbini, bir "Irak-Amerika" savaşı olmaktan çıkarma staratejisi uyguluyor. Bu sebeple Şiileri ve Kürtleri, Sünni Araplara karşı kışkırtıp, örgütlüyor. Onlara her türlü yardımı yapıyor.

* * *

Geçen hafta The Economist dergisinin kapağında ağlayan bir Iraklı adamın resmi ve sayfanın üstünde kocaman "Irak’ın Kendinle Savaşı" ibaresi vardı. Dikkat ederseniz artık haberlerde Irak-Amerika çatışması çok az yer alıyor. Daha çok Iraklı, Iraklı’yla çarpışıyor. Savaşların en kötüsü olan iç savaş yaşanıyor. Demek ki; Amerika, Lawrence’in tavsiyesine harfiyen uymuş. Bu maksatla eskiden çoğunluğu Sünni olan ordunun % 90’nını Şiileştirmiş. Kendi başlattığı savaşta, aradan sıyrılıp harbi "onların savaşı" haline dönüştürmeyi başarmış. Denecek ki; Irak’ta zaten milli birlik yoktu. Kürtler ve Şiiler, Sünni Araplar tarafından eziliyordu. Şimdi de onlar Sünnileri eziyor. Soru: Acaba bundan önceki başkaldırılar kendiliğinden mi oluyordu? Sakın Irak’ın yıkımına yol açan bu feci iç savaşı başlatan ile bu iç savaşa gerekçe teşkil eden Saddam zulmünün yaratıcısı aynı "kışkırtıcı" unsurlar olmasın?

Son Söz: Haksızlığın en büyüğü olan iç savaşın, haklı gerekçesi olmaz.
Yazarın Tüm Yazıları