BOĞAZİÇİ ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinden geçerken, uğruna nice Acem mülkü feda edilecek şu “Şehri İstanbul”a tepeden bakıyorum. Gerçekten çok büyüleyici bir görünümü var.
Gündüzü ayrı, gecesi ayrı; kışı ayrı, yazı ayrı güzel oluyor. Ama bir derdim var. Etrafı şöyle doya, doya seyredemiyorum. Çünkü trafik tıkanmazsa, üstelik arabayı ben kullanıyorsam köprüyü hızla geçip gidiyor ve doğru dürüst bir şey göremiyorum. Bu derdime çare olacak bir proje geliştirdim. Teklifim şudur: Manzara seyretmek isteyenler için köprülerin sağ şeritlerine, bedeli mukabilinde araba park etmek (kısa süreli ve yola paralel olmak kaydıyla) serbest olsun. İkinci sıra park etmek kesinlikle yasaklanmalı ve aksine hareket edenlerin araçları Trafik Vakfı’nca çekilmelidir. Park paraları Büyük Şehir Belediyesi ile Karayolları 17.Bölgesi aralarında bölüşülebilir. Bu projeye haddim olmayarak bir de şiirsel ad buldum: “İstanbul’u Seyrediyorum Gözlerim Açık.”
Eğer büyüklerimiz, bu fikre sıcak olmasa da ılık bakarlarsa çok memnun olacağım. Tasarladığım bu parlak projeyle ilgili bazı ayrıntılardan da bahsedersem, tahmin ederim olumlu tepki almam daha da kolay olacaktır. Eğer yetkililer, üçüncü köprü yapımına bile hayır diyen statükocuların, buna da hayır demesinden korkar ve projemi onaylamazsa, konuyu referanduma götürebilirler. Gelelim ayrıntılara:
1. Boğaziçi Köprüsü inşa edildiğinde, hem köprüyü yürüyerek geçmek hem de etrafı seyretmek isteyenler için iki tarafta yaya yolları inşa edildi deniyordu. Hatta Ortaköy ve Beylerbeyi ayaklarında bu yollara çıkmak için halkın kullanımına açık asansörler yapılmıştı. Nedense bu uygulama ya hiç başlamadı ya da kısa sürede kaldırıldı. Dolayısıyla benim bu “İstanbul’u seyrediyorum Gözlerim Kapalı” projem, köprünün özgün tasarıma uygundur. Üstelik arabasına binmeden kenefe gidemeyenler için biçilmiş kaftandır. 2. Araçlarını park eden vatandaşlar, isterlerse arabalarından inip, yaya yolu üzerinde kurulacak büfelerden sıcak çay ve gevrek simit alabilecektir. Arabalarından inmek istemeyenlere, garsonlar servis yapacaktır. Araç park etmekte sıkıntısı olanlara vale servisi sunulacaktır. 3. Proje hayata geçtikten sonra, eğer ihtiyaç duyulursa ki, mutlaka duyulacaktır, köprünün yaya kaldırımları “seyir terasları” inşa edilerek genişletecektir. Bu teraslar “cam balkon” şeklinde kapatılarak palmiyelerle ısıtılacaktır. Kapalı mekânda sigara içmek yasaktır. Cezası 69 TL’dir. 4. Bu teraslarda balık ekmek, kokoreç, dürüm ve diğer milli “fast food” ürünleri satılacaktır. Yazları buz gibi ayran ve kışları da sıcak salep müşterilerin tüketimine sunulacaktır. Cam balkon teraslarda WC bulunacaktır. 5. Köprü seyir terasları için devlet bütçesinden bir kuruş çıkmayacaktır. Bunlar “Yap-İşlet” modeliyle özel sektörce inşa edilecektir. İhaleye fesat karışmadığı ispatlamak için, açık arttırma TV’den canlı olarak yayınlanacaktır. Son Söz: Otoparktan yol, yoldan otopark olmaz.