AMERİKA’da başlayan ve dalga dalga dünyaya yayılan ekonomik çalkantı, son ayların en sıcak gündem maddesi oldu. (Sonradan öğrenme Hacivatlar, havalı olsun diye gündem yerine "ajanda" kelimesini kullanıyorlar.)
Amerika’da ortaya çıkan düzeltmenin sebebi, ABD’nin cari işlem açığında ortaya çıkan bozulmadır. Cari açık, ABD için bile kötüdür. Bu olayla birlikte iktisadın iki temel sorusu da tekrar gündeme geldi.
1. Kapitalist sistem çalkantı yaratmayacak şekilde işleyemez mi? Çalkantılara (ki bunlar giderek krize dönüşebilir, yani milli gelirin düşüp halkın fakirleşmesine sebep olur) engel olacak mekanizmalar (özellikle denetim mekanizmaları), niçin tasarlanıp sisteme monte edilmemiştir? Edilmiş ise, hata tasarımlarında mı, yoksa işleyişlerinde midir? Acaba ortada bir "ahlaki" sorun mu var? Bu noktada hukuk, niçin işlevini yerine getiremiyor? Hukukun iktisatla ilişkisi, siyasetle ilişkisi kadar önemli değil mi? Hukuk, niçin durumdan vazife çıkarmıyor?
2. Eğer her çalkantı bir düzeltme ise, çalkantılara müdahale etmek, kapitalist sistemin kendini düzeltmesine izin vermemek olmuyor mu? Bedeni için zararlı bir maddeyi midesine indiren kişinin kusmasına ve amel olmasına engel olmak doğru mudur? Alttan ve üstten dışarı çıkmak, doğal ve sağlıklı bir tepki değil mi? Bu eylemler, bedenin kendini koruma mekanizmasının işlediğine işaret etmiyor mu? İflas ve tasfiye gibi işlemler de iktisadi bünyenin kendi kendini temizlemesi anlamına gelmiyor mu? Verimliliği düşük yatırımların, firmaların, süreçlerin ve ürünlerin piyasadan silinmesi ve batık alacakların tasfiyesi iyi değil mi? Bundan niye şikáyet ediliyor?
Görüldüğü gibi yine bilimsel fazdan sanatsal faza geçtik. Yani kitap nasıl yazıyorsa öyle hareket edelim demekle işin içinden çıkmak mümkün değil. Çünkü kitap hem onu hem de bunu yazıyor. İktisat bilimi bize burada "tek doğru"yu göstermekten aciz. O zaman "optimum" çözümü aramak gerekiyor. Kısaca, sisteme hem biraz müdahale etmek hem de biraz serbest bırakmak gerek. Zamana ve zemine göre alınacak önlemlerde "doz" ayarları yaparak, bünyenin kendini toparlamasına izin vermek.
ABD’de aynen yukarıda söylediğim iktisadi (faizler ve vergilerle ilgili) politika uygulanıyor. Optimum çözümün nerede olduğunu bulmak için yola, çözümle neyin amaçlandığı tanımlanarak başlanmalıdır. ABD ekonomisini yönetenlerin amacı, ülkeyi fakirleştirmeden, fiyat istikrarını korumaktır. Bu, "biraz fakirleşme, biraz enflasyon" olarak okunursa daha iyi kavranır. ABD, eskisi kadar açık ara olmasa bile, halen dünyanın en büyük ekonomisidir. Amerika uyguladığı çözüme ve çözümünün sonuçlarına dünyayı ortak edecektir. Burası iyi anlaşılsın. Yani sadece ABD’de de değil, dünyada da "büyüme düşecek, enflasyon artacaktır". Bu kadar basit.