Helal gıda haram kazanç

RANT her ne kadar "kira" anlamındaki bir kelimeden türemişse de bugün iktisatta rant, "katma değer yaratmadan kazanç elde etmek" demektir.

Rantlar, başta emekçiler olmak üzere, katma değer yaratanların milli gelirden aldıkları payı azaltır. Rantçılık, asalaklıktır. Rantlar, maliyet artışları yoluyla fiyat artışlarına sebep olur. Rant peşinde koşmak (rent seeking) dünyada yaygın bir gelir sağlama yöntemidir. Rantları yaratan güçtür. Gücün kaynağı da devlettir. MAFYA’NIN esnaftan ve iş adamlarından topladığı haraçlar, ranttır. Burada rantı yaratan güç polis değil, MAFYA’NIN tetikçileridir. Yani adam öldürme dáhil, her tür zorbalığı yapmayı göze almasıdır. Kuramsal olarak devlet, bir ülkede zorla para toplama (yani vatandaşa vergi salma) imtiyazına sahip tek örgüttür. Tanrının, kendi gücüne ortak olmak isteyenleri en büyük günahkár ilán etmesi gibi, bir devlet de ülke içinde kendine ortak olmak isteyenleri yaşatmaz. Kendisinden başka herhangi bir örgütün, vatandaştan vergi (haraç) toplamasına izin veremez. Ederse, devlet olmaktan çıkar.

* * *

Bir süredir bazı kişi ve kuruluşlar, et ve gıda şirketlerine "helal et" veya "helal gıda" sertifikası vermek gibi bir üfürük işle "rant" elde etmenin yollarını döşüyor. Hálbuki 30 Aralık Pazar günü, ulemadan Profesör Dr. Süleyman Ateş, bir okurunun helal etle ilgili sorusuna cevap verirken köşesinde aynen şunları yazdı: "Maide Suresi’nin 5. ayetine göre kitap ehlinin yiyecekleri ve kestikleri hayvanlar bize helal, bizimkiler de onlara helaldir. Hıristiyan’ın kestiği et yenilir. Hiç kimsenin dini daraltmaya hakkı yoktur. Allah’ın helal kıldığını kimse haram edemez. Amerika’da ve Avrupa’da hayvanlar en az acı verecek biçimde kesiliyor. Zaten İslám da hayvana mümkün olduğu kadar acı verilmemesini emreder. Sözün Özü: Amerika’da veya herhangi bir yerde Hıristiyanların, Yahudilerin veya daha geniş anlamıyla kitap ehli kimselerin kesip pişirdiği tavuk ve sığır etlerini yemek helaldir."

Hocanın bu yazdıklarından anlıyoruz ki, İslam’da "helal et" kavramı, eti yenmek için öldürülen hayvanın en az acı çekecek şekilde kesilmesini derpiş ediyor. Hoca, ayrıca Hıristiyan ve Yahudilerin kestiği hayvanların (koyun, dana ve tavuk, domuz hariç) özellikle helál olduğunu, çünkü onların da ehli kitap olduğunu söylüyor. Hıristiyanların kestiği et dahi Müslümanlara helal ise, ayrıca bir helal et sertifikası icat etmenin İslami açıdan bir safsata olduğu ortaya çıkmıyor mu? Safsatanın sertifikası olur mu? İtirazı olan Süleyman Ateş’e gitsin.

* * *

İsteyen firma, eğer pazarlama açısından gerekli görüyorsa, ürünlerinin üzerine "helal" damgası da vurabilir. Ama bunun sertifikası olmaz. Özel kuruluşların "helal et sertifikası" vermesi rant yaratmaktır. Halk sağlığı açısından önemli olan, hayvan kesiminin fenni usullerle ve sağlık koruma kurallarına göre yapılmalıdır. Bunu denetleyecek olan da belediyeler veya ilgili bakanlıklardır. Keza kurallara uymayanları yola getirmek de kamu kuruluşlarının görevidir. Helal et sertifikası vermek, dini ticarete alet etmektir. Karşılığında alınacak paranın adı da "İslamî rant" olur.

Son Söz: Rantın helali olmaz.
Yazarın Tüm Yazıları