Paylaş
Bilim, insanların bilmediği, farkında olmadığı, göremediği veya görüp de kavrayamadığı, ama evrende var olan oluşumların (fenomenin) gerisindeki sebep-sonuç ilişkisini anlamaktır. Bilim adamı, bu fenomenden birini veya birkaçını herkesten önce idrak edendir. İdrakini de başkalarının da anlayabileceği sözel ve/veya matematiksel dille yazar ve anlatır. Onun idraki sayesinde insanlığın idraki genişler. Doğaya hakimiyeti artar. Zaten bilimin de nihai amacı veya faydası, insanın doğaya söz geçirmesine yardım etmektir.
* * *
1929 Buhran’ı, iktisadi sistemin nasıl işlediğini idrak etmesi için Keynes’e eşsiz bir gözlem fırsatı olmuştur. Keynes, refahı arttıran esas girdilerden birinin insanın “kendine güven” duygusu olduğunu anlamıştır. Bu hissi “çocuksu bir iyimserlik” olarak da nitelemiştir. Girişimcilerin, bir işe teşebbüs ederken, servetlerinin tamamını kaybetme etme tehlikesini zihinlerinden kovduklarını görmüştür. Bu, aynen sağlıklı bir gencin ölümü hiç düşünmemesi gibidir. Keynes 1936’da yazdığı “İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi” adlı başyapıtında insanın içindeki bu özellikten “hayvan ruhu” (animal spirits) diye bahsetmiştir. Zaten insan, esasen bir hayvandır. İnsanın bu hayvansal özü, onun en ümitsiz şartlar altında bile hayatta kalmak için tüm “insani” değerlerden uzaklaşmasına yol açar. Bunu kanıtlayan vakaların en ünlüsü, dağa çarparak düşen uçaktan sağ çıkanların, kurtarılmayı beklerken hayatta kalmak için ölen arkadaşlarını yemeleridir.
* * *
Soru şu: Acaba, içinden geçmekte olduğumuz iktisadi krizden bu hayvan ruhumuzla mı kurtulacağız? Harcama azalmasının gelir azalması yaratması, sonra da gelir azalmasının harcama azalmasına sebep olması şeklinde ifade edilebilecek “kriz kısır döngüsü” bir gün gelip son bulacaktır. Bunun için parasal ve vergisel önlemlerden alınmaktadır. Halkın biter diye harcamaktan korktuğu parasını, devlet ondan ödünç alıp harcamaktadır. Reel faizler sıfıra doğru indirilerek, tasarruf sahipleri reel yatırıma yönlendirilmektedir. Ama esas çözüm, ülkeyi yöneten siyasilerin ve krizin bitmesi için halkın beklentilerini yönlendiren iktisatçıların topluma iyimserlik telkin etmesiyle ortaya çıkacaktır. Bunun için, toplumun tahrik edilmesi gereken “insani” özelliği, kriz yüzünden karamsarlığa kapılmışların, hayatta kalma dürtüsüyle, ortaya çıkması gereken “hayvan ruhları”dır. Çünkü herkesin yaşanacak tek bir ömrü vardır. Ömür, derin dondurucuya konulup ileride kullanılamaz.
Son Söz: Baki olan insanlık, fani bireylerden kuruludur.
Paylaş