Hayvanın başı döndü mü, dönmedi mi?

BU tabiri ben mi uydurdum yoksa Türkçe’de zaten böyle bir deyim var mıydı bilmiyorum.

Bu deyimde geçen hayvan kelimesi at anlamındadır. Mamafih üstüne binildiğine veya arabayı çektiğine göre eşek veya deve de olabilir. Bu hayvanlar bazen binicisine veya sürücüsüne itaat etmez; alır başını tehlikeli bir yöne doğru koşmaya başlar. Dizginleri elinde tutan tehlikeli gidişi durdurmak için hayvanın başını döndürmeye çalışır. Hayvanın başı doğru yöne döndü mü, kısa bir süre sonra vücudu da döner. Böylece muhtemel bir kaza savuşturulur. Hüner öncelikle hayvanın başını çevirebilmektir.

İSKAMBİL KÂĞITLARI BİRBİRİNİ DEVİRDİ

Euro Bölgesi’ne girdikten sonra dış kaynakla harikalar yaratan İrlanda’nın borç balonu üç yıl kadar önce patladı. Amerika ve İngiltere’nin yardımlarıyla İrlanda vartayı ucuz atlattı. Hemen arkasından Yunanistan’ın takkesi düştü ve keli göründü. Yunanistan’ın mali yapısı, kötünün de ötesinde kötüydü. Kurtulması için “organ nakli” (mali yönetimin başına AB’den uzman getirmek) dâhil bir dizi ameliyat gerekiyordu. Yunanistan’la meşgul olunurken, Devlet tahvili faizlerinin anormal yükselmesiyle ortaya çıkan kamu finansmanın tıkanması sendromu, Portekiz, İspanya ve hatta İtalya’da görüldü. Ki; o İtalya para birliğinin taşıyıcı sütunlarından biriydi. Nefesler tutuldu; yoksa Euro çöküyor muydu? 

İTALYA’NIN MAKÛS TALİHİ


İtalya, geçen yıl bir ekonomik felaketle karşı karşıya kalmıştı. Fırlama bir adam olan Berlusconi durumun vahametini idrak ettiği için başbakanlıktan ayrılmayı güle oynaya kabul etti. Yerine Milano/Bocconi Üniversitesi Rektörü Mario Monti getirildi. İtalya’nın seçilmişleri, seçilmemiş bir teknokratın 2013 yılında yapılacak genel seçimler kadar “Maliye Bakanı” unvanıyla başbakanlık görevini üstlenmesini onayladı. Monti, İtalya’nın Kemal Derviş’i olmuştu. Derhal 33 milyarlık bir tasarruf paketini devreye koydu. Harcamaları kıstı, vergileri arttırdı, emeklilik haklarını tırpanladı ve vergi ödemeyenlere karşı sert bir tavır aldı. O sırada Avrupa Merkez Bankası da para musluklarını açınca, faizler düştü. İtalyan Hazinesi tekrar borçlanabildi. Ülkenin makûs talihi yenilmişti.

ZURNA ZIRTLAMAYA BAŞLADI


Bravo Mario Hoca! Nasıl da toparladın ekonomiyi derken, sendikalar “istikrar paketine evet, ama emekçiden/emekliden alma, zenginden al” diyerek grevlere başladı. Milli gelirin asgari yüzde 80’ini ücret olarak dağılır. Kalan yüzde 20’yi teşkil eden kâr, kira ve faizler, durgunluk dönemlerinde kendiliğinden düşer.

Dolayısıyla maaşlar reel olarak düşmeden “istikrar paketi” uygulanamaz. Ulusal tasarruf açığı özel sektörün dışarıdan borçlanmasıyla kapatılamazsa, kamu borcunun milli gelire oranı da düşmez. Çare: hem negatif reel faiz uygulamak hem de emekçilerin/emeklilerin gelirini düşürmektir.

Son Söz: Bana dokunmayan istikrar paketi bir yaşasın.
Yazarın Tüm Yazıları