Paylaş
Bakan Babacan ne dedi? “IMF olmazsa olmaz” dönemi bitti mi, yoksa “yeniden o noktaya gelindi” mi? 20 kez IMF ile anlaşma mı düzenleme mi ne ise ondan yapmışız. Bir de dönüp arkamıza bakmışız ki, bir arpa boyu yol gitmişiz. “IMF’koliklere” göre, Türk ekonomisinde iyi denebilecek ne olduysa IMF’nin öğütleri sayesinde oldu. Başımıza ne kötülük geldiyse, IMF’nin dediklerini yapmadığımız için geldi. Yahu biz 2001 devalüasyon krizine IMF’nin uygulattığı “Kur çıpası” yüzünden girmedik mi? Şimdi yaşanan mali sıkıntıların gerisinde IMF’nin önerdiği “yüksek faiz-düşük kur” politikası yatmıyor mu?
* * *
Amacım IMF’yi kötülemek değil. “Dışarıdan para gelmezse, biz kalkınamayız” batıl itikadının yarattığı burkulmaları, “her T.C. vatandaşı doğarken sigortalanır, 40 yaşında emekli olur” ilkemiz sonucunda ortaya kamu finansman sorunlarımızı IMF’ye fatura etmek hiç değil. IMF ne iyilik meleğidir ne de gariban ekonomileri günaha iten bir şeytan. IMF dünya ödemeler dengesi, “dengede” olsun, büyük kur düzeltmeleri yaşanmasın diye görevlendirilmiş bir kurumdur. Nokta. Uluslararasıdır, bağımsızdır dense de ABD Hazine Bakanlığına karşı sorumludur.
* * *
Bu yıl Türk ekonomisi sınıfı zor geçecektir. Eskiden her yıl sonunda ekonominin karnesini hazırlardım. Bunun için bana Rotterdam İktisat Enstitüsü’nden gelen hocalarımın belletiği beş performans kriterini kullanırdım. Bunlar şunlardı:
1. Milli Gelir Büyümesi,
2. Fiyat İstikrarı,
3. Tam İstihdam,
4. Cari İşlem Dengesi,
5. Adil Gelir Dağılımı.
Fiyat istikrarı kriterinin bir alt kriteri olan “Bütçe Dengesi”ni daha sonra 6. kriter olarak karneye ekledim. Geçen son 7 yıl içinde Bütçe Dengesi yerine “Faiz Dışı Fazla”yı performans kriteri olarak kullandım. Pek tabii bildiğiniz gibi “reel faizi” durum değerlemelerinde gözden hiç ırak tutmadım.
2009 yılında, Türk ekonomisi, büyümeden, istihdamdan ve bütçe dengesinden “F” yani kırık not alacaktır. Fiyat istikrarından “A”, Cari İşlem Dengesi’nden “B” alacaktır. Gelir dağılımında da bir kötüleşme olmamış olması lazım. Notu “C” dir.
* * *
Şimdi gelelim IMF’den gelecek parayla “bütçe açığını” kapama fikrine. Bu son derece tehlikeli bir karardır. Kabul edilebilir tek gerekçe, küresel kriz yüzünden, zaten milli geliri düşen ülkemiz halkını daha fazla sıkıntıya sokmadan bu dönemi atlatmak olabilir. Ama bu önlem IMF parasıyla döviz açığını kapamaktan çok daha fazla “yapısal bozulma” yaratır.
Son Söz: Bütçe açığından değil, asalaklaşmaktan kork.
Paylaş