Paylaş
Her savaşta iki taraf vardır. Her iki taraf da farklı gruplardan teşekkül edebilir. Bir savaşa isterse onlarca farklı grup katılsın, bu gruplar mutlaka iki “taraf”ta toplanır. Farklı grupları içeren “savaşan taraflar” kendilerini, cephe, koalisyon, müttefikler veya başka bir kapsayıcı sözcükle adlandırabilir. Ama taraf sayısı daima ikidir. Nitekim işbirliği yapılamayan savaş gibi halleri, işbirliği yapılabilen, yani iki tarafın da, günün sonunda daha az zararlı veya nispeten kazançlı çıkabileceği bir hale koymaya çalışan arabulucular da modellerini “iki taraf” üzerine kurgular. Arabulucular dâhil, bir ihtilafa ilgi duyan ve onun hakkında yazan veya konuşan herkes, kendini bir tarafta daha yakın hisseder. Bunu da belli eder aslında. Taraf olmakta utanılacak bir şey yoktur. Utanılacak şey, taraf olmanın bedelini ödememek için, “ben barıştan yanayım” beleşçiliğine soyunmaktır. Daha da adisi, sanki savaşan tarafların davaları yokmuş da, sırf savaşmak için savaşıyorlarmış gibi onları “barış istemez” ilan etmektir. Bu tam sahtekârlıktır. Çünkü herkes barıştan yanadır.
SAVAŞ, İKTİSADİ OLMAYA MECBURDUR
Savaş, optimum bir şekilde çözülmesi gereken bir iktisadi problemdir. İşletmecilikte olduğu gibi, savaş yönetiminin başarı ölçütü de maksimum hâsılatı değil, maksimum kârı elde etmektir. Akıllı komutan, kazanmakta olduğu savaşı sürdürmenin “marjinal maliyeti”, savaşı sürdürmenin “marjinal getirisine” eşit olduğu noktada harekâtı durdurur. Velev ki bu noktadan sonra da savaşarak elde edilebilecek ilave kazanımlar olsa bile. Bu sebeple başarılı komutanlara “durması gereken yeri bildi” denir. Zafer, hasar ister; ama hasar, zaferden büyük olmamalıdır. Hüner düşük maliyetle, yüksek getiriyi elde etmektir. Yoksa savaşmanın rasyoneli ortadan kalkar.
SAVAŞ NE ZAMAN BİTER
Savaşı, savaş gücü yüksek olan değil, savaş azmi büyük olan kazanır. Davası olmayanların veya davaya inanmayanların kerhen katılımıyla icra edilen savaş kazanılamaz. Savaş, taraflardan birinin kazanma ümidini tükettiği noktada fikren biter. O noktaya gelinmişse, savaşın fiili sonu gözüktü demektir. Savaş bitince, barış gelir. Her barış anlaşması gerçekte yenilenin teslimiyet belgesidir. Savaşın galibi belli olmadan başlatılan silah bırakışma veya barış görüşmeleri bir sonuç vermez. Kazanma ümidini kaybeden taraf davranışlarıyla bunu belli etmişse, silah bırakışma ve barış görüşmeleri başlayabilir. Sahada (sahrada) kaybedilen savaş, masada kazanılmaz. Askeri başarı elde etmeden, iyi müzakerecilikle durumu lehime çevirebilirim diyen halkını aldatır.
Son Söz: HİÇ BİR SAVAŞ, BERABERE BİTMEZ.
Paylaş