YAKLAŞIK otuz yıl önce Adana’yı bir ziyaretimde, Hacı Ömer Sabancı’nın zannedersem bir fabrika bahçesindeki büstünün kaidesinde "Tembellik Ahmaklık, Gurur Eşekliktir" sözüyle karşılaşmıştım.
Uzun süre bu sözün ikinci kısmında, yani "gurur eşekliktir" demekle Hacı Ömer’in maksadını aştığını söyledim durdum. Çünkü benim kullandığım Türkçede "gurur" sözcüğünün kötü bir anlamı yoktu.
Buna karşı aynı kökten türemiş "mağrur" kelimesi olumsuz anlam yüklüydü. Yani insan gururlu olmalı ama mağrur olmamalıydı. Çünkü gurur, kişinin kendisine veya kendisiyle özdeş tuttuğu birine ait üstün bir vasıfla veya başarıyla iftihar etmesi, övünç duyması demekti. Mağrur ise, kibirli demekti. Kibirlilik veya böbürlenme, itici, tiksindirici bir davranıştı. Yerilmeliydi.
Muhakkak ki Hacı Ömer, gurur kelimesini, boş, mesnetsiz, gereksiz yersiz olan "gurur" anlamında kullanmıştı. Hayatı boyunca nice yetenekli işadamının sırf gururları yüzünden fırsatlar kaçırdığına şahit olmuştu. Gurur, insanın manevra alanını kısıtlayan, onun gayri iktisadi kararlar almasına sebep olan zararlı bir duyguydu. Sözlükte gurur, kibirle eş anlamlıydı. Zaten Tanrı da mağrur olanları sevmezdi. Ama ben hálá bugün de konuşur veya yazarken gurur ve mağrur kelimelerini iki ayrı anlamda kullanıyorum.
Mesela, Nobel Edebiyat Ödülü’nü Türkiye’ye getirdiği için, ben, onun bazı beyanlarına kızsam bile, Orhan Pamuk’la gurur duydum. Herhalde Orhan Pamuk’un kendisi ve ailesi de onun bu büyük başarısından gurur duymuştur. Şimdi soruyorum. Yukarıdaki örnekte, eşeklik nerede veya kimde? Uluslararası bir zafere imza atan bir milli sporcuya "Türkiye seninle gurur duyuyor!" dendiğinde kim eşeklik etmiş oluyor?
* * *
Akbank’ın beşte birini Amerikalılara satan Sabancı Ailesi, herhalde, gurur duyulacak bir bankanız vardı; niçin bunun bir kısmını yabancılara sattınız? Paraya mı ihtiyacınız vardı, şeklinde eleştirilere muhatap olmuşlar. Bu nedenle olacak, geçen yıl yapılan bu satış şerefine bu hafta New York’un ünlü bir otelinde verilen baloda konuşan Sabancı Holding Başkanı Güler Sabancı, dedesinin "gurur eşekliktir" özdeyişine uygun hareket ettiklerini söylemiş.
Yani hisse satışı işini "Akbank Sabancı’nındır, Sabancı’nın kalacaktır" türünden eşekçe bir gurur konusu yapmadık demek istemiş. Bu arada Hacı Ömer Sabancı’nın ünlü sözünün ilk kısmının aklımda kalan "tembellik ahmaklıktır" değil "hilekárlık ahmaktır" olduğunu da öğrendim.
* * *
Türkiye’de devlete veya özel şahıslara ait varlıkların yabancılara satışı tam gaz devam ediyor. Bazılarımız, bu satışlardan sebebini pek de bilmediği bir rahatsızlık duyuyor. Bazılarımız ise varlık satışından gocunanları "gururlu eşekler" olarak görüyor. Yabancılar para getiriyor, Başbakan Erdoğan’ın dediği gibi "biz de durduk yerde zengin oluyoruz".
Cumhuriyetten önce, Merkez Bankası görevini yapan Osmanlı Bankası’ndan tut da, şehir hattı vapur işletmesine, hava gazına, elektriğe, trene, tramvaya, tütüne, tuza kadar her şey yabancılara aitti. Hatta vergileri de onlar topluyordu. Bu yüzden sonunda halkın gururu incitmişti. Eşeklik işte!
Son Söz: Eşeklerin gururu olmaz, onlar sadece yediği arpaya bakar.