Güneydoğu Kürt meselesi

TÜRKİYE’nin en önemli sorunu "Güneydoğu Kürt Meselesi"dir. Dünya’da yaşanmakta olan finansal kriz, büyük bir iktisadi kriz haline inkıláp etmeden atlatılacaktır kanaatimi hálá muhafaza ediyorum.

İktisadi kriz, fakirleşme yani milli gelirin düşmesi demektir. Dünya’da bir iktisadi buhrandan söz edebilmek için, milli gelirler toplamının bir yıl içinde % 5’ten fazla düşmesi ve bu düşüşün iki-üç yıl sürmesi gerekir. Alınan finansal tedbirlerle, bankacılık kesiminde başlayan mali krizin, reel ekonomiyi mümkün mertebe az etkilemesi için tüm önlemler alınıyor. Gerektikçe yenileri ve daha büyükleri de alınacaktır. Bu krizden Türkiye de kötü etkilenecektir. Ancak bu kriz bundan öncekiler gibi geçecektir. Ama Türkiye’de, Kürt meselesi, bütün ağırlığıyla sürüp gidecektir. Bu siyasi mesele, ülkenin iktisadi kalkınmasının önünde çok önemli bir engeldir.

* * *

Sorunu, niçin Güneydoğu Kürt Meselesi diye adlandırdığımı bir kez daha anlatayım. Eğer 1000 yıldır Türkiye’de yaşayan Kürt’lerin tümü, yalnız Güneydoğu’da otursa ve ayrı devlet kurmak isteselerdi, bu meselenin adı sadece Güneydoğu meselesi olurdu. Eğer Kürt’ler ülke sathına aşağı yukarı eşit dağılmış olsalar ve sadece kültürel haklar talep ediyor olsalardı, sorunun adı Kürt meselesi olurdu. Ama ortada duran sorun bu iki meselenin toplamı değil çarpımı kadar büyüktür. Bu yüzden çözüm, o nispette acı olacaktır. En yakın canlı örnek, Bosna Hersek’in bölünmesidir.

* * *

Öncelikle "siyasi çözüm" önerme züppeliğini ortadan kaldırmak gerekir. Sahtekárlık, çözümden ne kastedildiğini açıklamadan, çözüm kelimesinin başına siyasi sıfatını koymaktır. Neyse ki Kürt davasını güden, özellikle kadın politikacılar, bu konuda erkekçe konuşmakta ve "T.C.’nin, tek devlet, tek vatan, tek millet, tek dil, tek bayrak" dayatması sona ermeden bu iş hallolmaz demektedir. Bu ifadenin tersi "siyasi çözüm" gevelemesinin ta kendisidir. Zaten istenilen sonucu sağlayacak sivil yöntem hazır dururken, illaki askeri yöntem kullanılsın diye ısrarcı olacak ne bir ordu, ne de bir "terörist örgüt" olamaz. Türkiye’nin bütünlüğünü korumak veya bağımsız Kürdistan kurmak için çarpışanları hafife almak, davasına baş koymuş insanlara karşı saygısızlıktır.

* * *

İşin kötü yanı, bölücü örgütün değil ama Türkiye’nin "çözüm" yani varılacak "Nihai Resim" (Final Picture) konusunda kafasının karışık olmasıdır. Kafa karışıklığı yüzünden mesela, Jandarma komutanları, hem yeterli istihbarat yapmamakla hem de "istihbarat için teşkilat" kurmakla suçlanmakta ve hatta yargılanmaktadır. İnşa edilecek nihai tabloyu yani siyasi yapılanmayı zihinlerinde resmetmeye çalışan örgüt stratejistleri ve siyasi çözümcüler, öncelikle Türkiye’nin "bölünme haritası" ve "etnik temizlik" sorunlarının çözümlerini geliştirmelidir. Bu sorunlar "siyasi" çözümün kaçınılmaz sonuçlarıdır. Bunlar yapılmadan ve varılan mutabakat tüm toplumla paylaşılmadan, sorunu çözecek siyasi irade teşekkül edemez. Siyasi irade oluşmadığı sürece, silahlı iradenin egemenliği sürer.

Son Söz: Pabucun pahalı olduğu yerde, yalınayak dolaşan çok olur.
Yazarın Tüm Yazıları