BU yılın ilk yarısında milli gelirimiz, geçen yılın ilk yarısına kıyasen, sabit fiyatlarla yüzde 7.5 büyümüş bulunuyor.
İkinci üç ay, iktisatçı değişiyle, ikinci çeyrek yılda, yani nisan, mayıs, haziran devresinde, milli gelir artışımız yüzde 8.5 artmış. Demek ki; nüfus artışını düşsek bile, bir yıl öncesine göre halkımız daha müreffeh bir hayat yaşıyor. Buna sevinmemek mümkün değil. Dünyada gelir artışı ortalama yüzde 4.5 seviyesinde. Buna göre, Türkiye hem daha hızlı büyüyor, hem de halkın refahı, dünya ortalamasından daha hızlı artıyor. Bu husus da bu ülkeyi yönetenlerin ve bu ülke halkının başarısı olarak kayda geçmelidir. Esasen bir ülkede izlenen iktisat politikasının, başarılı olup olmadığına karar verirken, tek bir gösterge kullanılacak olsa, bu milli gelir artış yüzdesidir. Milli gelir artışının sürdürülebilir olup olmadığı, bu coşkulu gidişin bir yeni bir krizle sekteye vurup vurmayacağı konularına girmeden, ben herkesten elde edilen sonuçlardan mutlu olmasını tavsiye ediyorum. İyiye, iyi diyemeyenlerin; kötüye, kötü deme hakları yoktur. Avans olarak dertlenmeyelim.
* * *
Milli gelir büyümesi, halkın refahının artışı demek olduğuna göre, niçin yüksek büyüme kötü olsun? Bellenmiş söyleme göre, milli gelir büyümesinde istenmeyen ve beklenmeyen bir artış artış olmuşsa, bunun sebebi izlenen para politikasının gevşek olmasıdır. Gevşek para politikası da enflasyon artışının esas sebebidir. Son tahlilde enflasyon, parasal bir olgudur; değil mi? Enflasyon ise, ekonominin bir numaralı hastalığıdır. Enflasyon hastalığına tutulan bir ekonomi, sonunda milli gelirini de büyütemez hale gelir. Öyleyse, beklenmeyen bir milli gelir büyümesi, o devre için bizatihi sevinilecek bir şey bile olsa, ileride enflasyonun artacağına işaret etmesi bakımından endişe kaynağıdır.
* * *
Şimdi biraz da iktisat yorumcusu arkadaşlara takılayım. Temel soruyu soruyorum: Ortaya çıkan beklenmedik milli gelir büyümesi, Türkiye’de bir "gevşek para politikası" uygulandığına işaret etmiyor mu? Herhalde bu büyümenin, sıkı para politikası uygulanmasına rağmen, gevşek bütçe politikası uygulanmasından kaynaklandığını ileri sürmek mümkün değil. Çünkü bütçe, bilmem kaç yıldan beri ilk defa "fazla" veriyor. Kaç yıldır yüzde 6.5 faiz dışı fazlayı tutturan bu hükümetin, gevşek fiskal politika uyguladığını kimse söyleyemez. Öyleyse bu istenmeyen ve beklenmeyen büyümenin sebebi "gevşek para politikası"dır. Kitaplar böyle yazmıyor mu?
* * *
Halbuki son dört yıldır Merkez Bankası, enflasyonla mücadele için "sıkı para politikası" uyguladığını, bu yüzden Brezilya ile birlikte, dünyada en yüksek reel faiz veren bir ülke ünvanını koruduğumuzu söyleyip duruyor. Şimdi şeytan bunun neresinde? Türkiye’de uygulanan para politikası sıkı mı, gevşek mi? Sıkıysa, nasıl büyüme bu kadar yüksek çıkıyor? Gevşekse, enflasyon niçin düşüyor? Yoksa işin sırrı "yüksek faiz-düşük kur"la yurda gelen dövizde mi?