HOCAM Fuat Çobanoğlu, az gelişmiş ülkelerin kamu yöneticileriyle, gelişmiş ülkelerin kamu yöneticileri arasındaki davranış farkını şöyle anlatırdı.
Gösteriş tüketimi, hem gelişmiş, hem de az gelişmiş ülkelerde vardır. Her ülkede insanlar, "Başkaları desin diye" maddi imkánlarını zorlama pahasına, gösterişli tüketim malları alır. İş, yatırıma gelince, insan davranışları daha iktisadi olmaya başlar. Hele hele yatırım, halkın parasıyla yapılacaksa, gelişmiş ülkelerin kamu yöneticileri, "gösteriş yatırımı" yapmaktan kesinlikle kaçar. Az gelişmiş ülkelerde ise, halkın parasını harcayan kamu yöneticileri "gösteriş yatırımı" yapmaya çok meraklıdır. Bu yöneticilerde halkın parasını harcıyorum bilinci yoktur. Tam aksine bu kişiler, harcamayı kendi cebinden yapıyormuş gibi, sürekli "Ben, şunu yaptım, ben bunu yaptım" diye konuşur. Edálarına ve bastıkları havaya bakarsanız bu kişiler, halktan almadan, halkı borca sokmadan, halka hizmet götüren, eserlere eser katan mucize insanlardır.
* * *
Yaşama yön veren şey, ölümdür. İnsan, doğduğu günden itibaren hem ölmemeye çalışır, hem de ölüme koşar. En büyük arzusu, ölümsüzlüğe ulaşmaktır. Bundan 5000 yıl önce yaşayan Mısır Firavunları da böyleydi. Onlar da ölümsüzlüğü aradılar. Kendilerini mumyalatıp, içine gömülecekleri "ölümsüz mezarlar" inşa ettiler. Bir bakıma başarıya ulaştılar. Bugün dünyanın dört bir tarafından insanlar onların mumyalarını görmeye gidiyor ve pramit şeklindeki dev mezarlarını ziyaret ediyor. Firavunlar, pramit mezar inşa edeceklerine, su kanalları ve sosyal meskenler inşa edip, Mısır halkının refahını arttırsalardı daha iyi iktisadi olmaz mıydı? Halk için olurdu ama, firavunlarun námları bu kadar sürmezdi.
* * *
İstanbul Belediyesi, şehir içi yolların bir kısmını yer altına almaya karar vermiş. Gazetelerde okumuş ve "uçuk bir proje, nasıl olsa uygulamaz" diye üzerinde durmamıştım. Metin Münir’in geçen günkü yazısından öğrendiğime göre, maalesef iş ciddiye binmiş. Devlet bir yandan halkın ümüğünü sıkarak, bütçeyi denkleştirmeye çalışıyor, diğer yandan İstanbul Belediyesi halkın parasıyla pramit inşa etmeyi planlıyor. Geçen gün İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ulaşım şirketini ziyaret ettim. Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezinde çalışan aklı başında genç insanlarla tanıştım. Yaklaşık üç saat İstanbul’un şehir ve ulaşım planlaması üzerine kafa patlattık. Bugün İstanbul’da yaşayanların üçte ikisi, toplu taşıma araçlarıyla işe gidip geliyor. Bu oranı hem daha yükseltmek hem de bu hizmetin kalitesini arttırmak gerekir. Önce şunu ortaya koyalım: Özel otomobil, büyük şehrin, kent içi ulaşım aracı değilidir.
Son Söz: Ahlák, daha çok insana, daha uzun vadede hizmettir.