GEÇEN hafta Merkez Bankası Başkanı "TL namusumuzdur, koruyalım" diye bir çıkış yaptı.
Halbuki, Türkiye Avrupa Birliği üyesi olmak için uğraşıp duruyor. AB’ye girildiğinde de Türk Lirası ortadan kalkacak. Euro, Türkiye’de de yasal para olacak. O zaman namussuz mu olacağız? Hatta AB üyesi olmadan da "Gümrük Birliği"ne girildiği gibi, "EMU" (Avrupa Para Birliği) dahil olunup, Türk Lirası Euro’ya mıhlanabilir. Bu suretle kanayan bir yara olan "yüksek faiz" illetinden de kurtulunur. Pek tabii EMU, boyacı küpü değil. İçine TL daldırıp, dışarıya Euro çıkarılamaz. Türkiye’nin Euro’ya geçmesi çetrefil bir süreçtir. Bu çok büyük projedir. Ama bana göre mutlaka yapılması gereken bir iştir.
* * *
Anlaşıldı ki, Merkez Bankası Başkanı’nın "TL namusumuzdur, onu koruyalım" çıkışı tesadüf değilmiş. Bir yıl önce "enflasyon hedeflemesine" geçen MB, 2006 hedefini tutturamayıp, 2007 hedefinin de tutmaması ihtimali artınca suçlu aramaya başlamış ve aranan suçluyu bulmuş: "Dolarizasyon". Yani halkın döviz tevdiat hesabı olması ve firmaların dövizle borçlanması. Bu durumda enflasyon hedeflemesinin başarılı olması için "de-dolarizasyon" gerekiyormuş. Bunun için bir "kamuoyu oluşturma kampanyası" düzenlemeye karar vermişler.
* * *
İşte bu kampanyanın açış etkinliği olarak da Merkez Bankası, geçen hafta İstanbul’da "Dolarizasyon: Sonuçlar ve Politika Seçenekleri" konulu, iki gün süren bir konferans düzenledi. Bu konferansın baş konuşmacısı, hepimizin yakından tanıdığı Stanley Fisher idi. Profesör Fisher, enflasyonu düşürmek için TL’yi kur çıpasına bağladığımız ve çıpanın taraması sonucu krize girdiğimiz yıllarda IMF’nin baş iktisatçısı idi. Ben, 2000 yılının sonbaharında kriz başladığı zaman, "dalgalı kura" geçilmesinin şart olduğunu söyleyip dururken, IMF’nin buna izin vermediğini sanıyor ve Fisher’e çok bozuluyordum. Yıllar sonra, öğrendim ki aslında Fisher bir an önce "dalgalı kura geçin" yani TL’nin devalüe olmasına izin verin demiş, bizimkiler direnmiş.
* * *
Bu son konferansta Fisher’i dikkatle dinledim. Konuşmasının yazılı metnini alıp defaatle okudum. Herhalde kendisinden "Dolarizasyon çok kötüdür, ne pahasına olursa olsun bundan kurtulun" diye kuvvetli bir mesaj vermesi için ricada bulunulmuş. Ancak ben Fisher hocanın konuşmasında böyle bir telkin bulamadım. Hatta tam tersine, konuşmasının sonunda "Madem kısmi dolarizasyondan kurtulmak istiyorsunuz, niçin tam dolarizasyondan da ileri bir aşama olan EMU’ya girmeye çalışıyorsunuz?" diye kendinize sorun diyor. Konuşmasından anlaşılan, "Dolarizasyonu kısıtlayıcı mevzuat yürürlüğe koymak istiyoruz, ne dersiniz?" diye de bir soru da sorulmuş. Ona da olumlu cevap vermiyor. Yasaklarla bir yere varamazsınız diyor.
* * *
Döviz fiyatlarında ortaya çıkacak bir devalüatif atağın en az hasarla atlatılması, tasarrufunu dövizde tutanlar sayesinde olacaktır. Birincisi, bu kişi ve kurumlar spekülatif ek bir döviz talebi yaratmayacaktır. İkincisi bunlar, döviz fiyatları belli bir düzeye gelince dövizlerini piyasaya arz edecek ve fiyatının artışını yavaşlatacaktır. Döviz fiyatlarının artacağı beklentisiyle dahi olsa, döviz stoku bulundurunlar, MB’nin rezerv taşıma zararını bölüşerek onu desteklemiş, Hazine’nin faiz giderlerini azaltıp, istikrara yardımcı olmuştur.