Paylaş
Unutmayın bu Euro cinsinden getiridir. Sebebi Yunan devletinin, vadesi gelen tahvillerin ana parasını tam olarak ödeyemeyecek hale düşmüş olmasıdır. Tek başına bu olay bile Avrupa’da “tek para birimi-tek faiz oranı” geçerli olacaktır iddiasıyla yaratılan Euro için dağılma işaretiydi. Buna birinci çinko diyelim. Derken İspanya’nın yeni ihraç ettiği tahvillerde ödemeyi taahhüt ettiği faiz % 6,5 oldu. Dikkat edin bu faiz, külfeti borçlu devlete ait olmayan spekülatif ikinci el piyasa faizi değildir. Doğrudan devletin bütçeden ödeyeceği faizdir. Bu da ikinci çinko oldu. Nihayet bu hafta İtalya Hazinesi %7’yi aşan bir faizle borçlandı. Dama!
DEVLET NE KADAR FAİZ ÖDER
Kural olarak bir devlet, milli gelir büyüme hızı üstünde “reel” faizle borçlanamaz. Çünkü milli gelir büyümesi, mesela % 4 olan bir ülkede eğer o ülkenin devleti % 5 reel faizle borçlanırsa, durduk yerde “Kamu Borcu/Milli Gelir” oranı büyür. Bu da o ülkede a) Fakirden, zengine b) Kamudan, özel sektöre c) Yurt içinden, yurt dışına gelir transferine sebep olur. Pek tabii bu durum ne iktisaden ne de siyaseten sürdürülemez. Finansal şokları atlatmak için, kısa vadede ve sınırlı miktarlarda, milli gelir büyümesinin çok üstünde reel faizlerle devlet borçlanabilir. Ama bu, ameliyat için hastaya narkoz vermeye benzer. Ameliyat bir an önce bitmeli ve hasta narkozdan çıkarılmalıdır. Yoksa garibim narkozdan ölür.
YOL KAZASI NASIL OLDU
Tekrar edelim: Euro “Avrupa Para Birliği”nde geçerli “tek para birimi” ve “tek faiz oranı” olacak iddiasıyla yaratılmıştı. Bu suretle, farklı para birimlerinin ve farklı faiz oranlarının yarattığı arbitrajdan doğan engellerden ortadan kalkacaktı. Böylece Avrupa içi ticaret gelişecek ve artan ticaretle tüm üye ülkelerin hayat standardı yükselecekti. Hz. Muhammed’in dediği gibi “rızkın onda dokuzu ticaretteydi”. Gerçekten de öyle oldu. Mesela Almanya’nın ihracatı yılda 1,3 trilyon dolara çıktı. Ama bu ihracatının takriben yarısı Avrupa içineydi. Bir bakıma Almanya’nın ihracatının bu kadar kısmı, dış değil iç ticarettir. Ancak bu arada çok ciddi bir yol kazası oldu. Üye ülkeler arası ticaret (ister iç, ister dış deyin) dengesiz oldu. Güney Avrupa ülkeleri, kültürlerinden bekleneceği üzere “az çalışıp-çok tükettiler”. Çünkü paraları kıymetli Euro idi ve her şeyi çok ucuza ithal edebiliyorlardı. Tabii aradaki farkı (cari açığı) borçlandılar. Dış borcun çoğunu da AB içinden aldılar.
DURUM VAHİM AMA ÜMİTSİZ DEĞİL
Euro Bölgesi’nde faizlerin tolerans limitlerinin üstünde farklılaşmış olmasından dolayı “Euro” fiilen bitmiştir. Bugün biri Alman Devlet tahvillerin kullandığı düşük faizli “iyi” diğeri İtalyan devlet tahvillerinin kullandığı yüksek faizli “kötü” olmak üzere iki Euro vardır. Çözüm, ulusal para birimi Euro olan ve dolayısıyla tahvillerini Euro ile ihraç eden devletlerin ödeyeceği faizi AB büyüme oranının altında bir noktada eşitlemektir. Bunun da çaresi “Avrupa Ortak Tahvili”dir. Bu tahviller derhal devreye girmeli, üye devletlerin kamu ve dış açıkları sorunları bundan sonra ele alınmalıdır. Yine de çözüm sağlanamazsa, Euro ortadan kaldırılmalıdır.
Son Söz: Önce kanamayı durdur, sonra tedaviye başla.
Paylaş