GEÇEN hafta başında, ekonomik konularda kamuoyu oluşturduğu kabul edilen medyanın iktisat yorumcularının bir kısmı ile Merkez Bankası başkan ve yardımcıları, iftar sonrası bir akşam yemeğinde bir araya geldi.
Bu yemekte ben de vardım. Toplantının özeti: Merkez Bankası yetkililerine göre, Türkiye’de enflasyon bitmiştir. Merkez Bankası’nın, internette de yayınladığı öngörülerine göre, önümüzdeki bir buçuk yıl içinde enflasyon yüzde 4 seviyesinin de altına inecektir. Kısaca Banka’nın iktisatçılarının yaptığı ekonometrik modele göre, bütün veriler enflasyonun sonunun geldiğini göstermektedir. Pek tabii, beklenmeyen olaylar çıkmadığı takdirde. Herkes bunu bilmeli, buna inanmalı ve buna göre hareket etmelidir.
* * *
Merkez Bankası yetkilileri, kendilerinden son derece emin bir havadaydı. Nispeten yeni bir takım olmalarına rağmen, tam bir görüş birliği içindeydiler. İçleri çok rahattı ve ne yaptıklarını biliyorlardı. Nasıl bu kadar rahat olabiliyorlar diye anlamaya çalıştım. Benim içim sürekli pırpır ederken, onlara bu ruhsal dinginliği veren neydi? Gözlemime göre, şöyle bir düşünce ve eylem platformunda oturuyorlardı.
1. Merkez Bankası’nın görevi, fiyat istikrarını sağlamak yani enflasyonu indirmektir. Başka bir görevimiz veya sorumluluğumuz yoktur.
2. Enflasyonun inmesi için yapılması gereken tek şey, faizleri yüksek tutmaktır. Biz de bunu yapıyoruz. Bunun başka bir yolu yoktur.
3. Bağımsız bir merkez bankası olarak, kim ne derse desin, enflasyon ininceye kadar faizleri yüksek tutacağız.
4. Yüksek faizlerle, hem döviz ucuzlar hem de hazinenin boçlanma maliyeti artar. Bu sebeple cari açık ile bütçe açıkları tehlikeli bir şekilde büyüyebilir. Ancak biz bunları kendimize dert etmeyiz. Çünkü bunlara çare bulmak, görevimiz değildir. Bizim tek bir görevimiz vardır, o da enflasyonu indirmektir
5. Yüksek faiz yüzünden büyüme yavaşlayabilir. Fakirden zengine, kamudan özel sektöre ve yurtiçinden yurtdışına servet ve gelir transferleri oluşabilir. Bunlar, fiyat istikrarı isteyen bir toplumun ödemesi gereken bedellerdir diye düşünürüz. Bunlar bizi germez. Bizim görevimiz, enflasyonu indirmek için faizleri yüksek tutmaktır.
6. Eğer enflasyonu düşürmek için yüksek tuttuğumuz faizlerin yarattığı cari açık ve bütçe açığı gibi olumsuzluklar yüzünden ortaya enflasyonun inişini güçleştiren engeller çıkarsa, hükümete "mektup yazar" tedbir almasını isteriz.
7. Hükümet gerekli tedbirleri zamanında almaz ve enflasyon tekrar yükselişe geçerse, bunun sorumlusu biz olmayız. Derhal faizleri daha da artırırız. Bizim tek silahımız yüksek faizdir.
* * *
Merkez Bankası iktisatçıları, kendi politikalarının doğruluğuna kanıt olarak "gelişmiş ve parası döviz olan ülkelerde gözlemlenen faizlerle enflasyon arasındaki ters ilişkiyi" gösteriyor. Halbuki onların merkez bankası, para veren, bizimki ise para alan bir kurum. Burası gözden kaçıyor galiba.
Son Söz: Kişiyi sonuçtan çok, sorumluluğu ilgilendirir.